AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, AK Parti Genel Merkezi’nde gerçekleştirilen Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) Toplantısı devam ederken düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulunarak, soruları yanıtladı.
Partinin il kongrelerinin ve hazırlıklarının devam ettiğini belirten Ünal, şu ana kadar 509 ilçe kongresinin gerçekleştiğini, bu hafta sonu 24 ilçe kongresinin daha yapılacağını açıkladı.
Mahir Ünal, ilçelerde değişim oranının yarıya yakın olduğunu ifade ederek, şu ana kadar 22 il başkanının istifa ettiğini, yerlerine atamaların gerçekleştirildiğini söyledi.
Bundan sonraki süreçte ilçe ve il kongrelerinin birlikte devam edeceğini dile getiren Ünal, “Kasım ayı son haftasında il kongrelerine başlayacağız, mart sonunda da bitirmeyi hedefliyoruz. Büyük Kongre için olağan tarih olarak da 12 Eylül gibi görüyoruz ama bu tarihte bir değişiklik olabilir.” ifadesini kullandı.
Ünal, hiç kimsenin bulunduğu pozisyonların AK Parti siyasetinde sahibi olmadığını, bunun sahibin millet olduğunu vurguladı.
Ünal, AK Parti’nin hakikate gözünü kapatma, sırtını dönme gibi bir lüksünün bulunmadığına işaret ederek, sözlerine şöyle devam etti:
“Çünkü milletimizin bizden büyük beklentileri var. Biz kendi siyasetimizi her zaman değişim süreçlerini yönetirken risk almak üzerine kurduk. Siyasi risk aldığınız yerde, keyfilikten bahsedemezsiniz. Siyasetin olduğu yerde antidemokratik uygulamalardan bahsedemezsiniz. Antidemokratik uygulamalar keyfiliğin olduğu yerlerde söz konusudur. Dolayısıyla AK Parti siyaseti Türkiye’de hem değişimi yöneten hem siyasi risk alan bir yönüyle yoluna devam etmektedir.
Özellikle ana muhalefetin bu değişim süreçlerine ilişkin getirdiği eleştiriler değerlendirildiğinde şunu söyleyebiliriz; AK Parti siyasetinin bu uygulamalarına ‘antidemokratik’ diyemezsiniz. Sadece yeni demokratik mekanizmalara Türkiye’nin ihtiyacı olduğunu söyleyebilirsiniz.”
Demokrasinin temelinin seçim olduğuna dikkati çeken Ünal, “İki seçim arası seçilmişler için hem bir siyasi ve sosyolojik hem de hukuki denetim söz konusudur.” dedi.
“Tabii ki her değişimin acılı sonuçları olacaktır”
Ünal, konunun şahıslar meselesi olmadığının altını çizerek, şunları kaydetti:
“Burada meseleleri kişiler üzerinden konuşmak son derece yanlıştır. Burada mesele ülke, millet, istiklal ve istikbal meselesidir. AK Parti her zaman bu meselelere bu yönde bakmıştır. Tabii ki her değişimin acılı sonuçları olacaktır ama şu hususu asla gözden kaçırmamamız gerekir ki, AK Parti siyasetinin temel özelliklerinden birisi de budur. Kimsenin bu süreçte birilerini suçlu ilan etmeye, onlara kabahat yüklemeye, hele hele bu insanların onurlarını rencide edecek söz ve davranışlar içerisine girmeye hakkı yoktur. Giden de gelen de bizim arkadaşımızdır.”
“Mahkeme kadıya mülk değildir”
3 Kasım’da AK Parti iktidarının 15’inci yıl dönümünü kutlayacağını anımsatan Ünal, eğer 15 yıldan beri AK Parti Tükiye’yi büyütmeye devam ediyorsa, bunun en temel sebebinin AK Parti siyasetinin temel niteliği olduğuna işaret etti.
Bugüne kadar bütün seçimleri kaybetmiş, siyasi başarısı olmayanlardan bunu anlamalarını beklemediklerini vurgulayan Ünal, “Biz şunu biliriz ki mahkeme kadıya mülk değildir. Hiçbir makam, hiç kimsenin ebedi mülkü de değildir, üzerine tapulu hiç değildir. Hepimiz bir gün yerlerimizi, aynı görevleri çok daha fazla enerjiyle yerine getirecek birilerine bırakırız. AK Parti, meselelere bu şekilde bakar.” diye konuştu.
“Aynı adımları bekliyoruz”
Ünal, istifa edeceğini açıklayan Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Edip Uğur’un, istifa etmemesi durumunda nasıl bir yol izleneceği sorusuna şöyle yanıt verdi:
“İstanbul, Bursa, Düzce ve Niğde belediye başkanları istifa etti. Ankara istifa edeceğini açıkladı. Balıkesir Belediye Başkanı’ndan da aynı adımları bekliyoruz. Meseleyi isimler, kişiler üzerinden konuşmayı doğru bulmuyoruz. ‘İki seçim arası dönemde sosyolojik ve siyasi denetim, AK Parti’ye seçmenin yüklediği bir görevdir. Bunu da tabii ki siyasi parti yapar’ derken tabii ki AK Parti’nin genel başkanı yetkili kurullarında konuşarak, istişare ederek AK Parti’den seçilmiş bazı belediye başkanlarına çekilme çağrısı yapabilir. Bu da demokratik meşruiyete tamamen uygundur. Bunu yapmazsa ne olur? Bu yönde birileri ısrarla birtakım kara propagandalar yürütüyorlar. Bunu yapmazsa bunun sonuçları yine demokratik meşruiyet zemininde konuşulur, tartışılır, istişare edilir ve yeni kararlar verilir.”
“Meselenin hukuki ve cezai denetimle ilgisi yok”
“Belediye başkanlarının istifalarının arkasında FETÖ bağlantısı ya da yolsuzluk olabileceği” iddialarına ilişkin Ünal, “AK Parti’nin kendi içinde sosyolojik ve siyasi denetim mekanizmasını çalıştırması başka bir şeydir, bunun hukuki ve idari olarak değerlendirilmesi başka bir şeydir. Eğer böyle bir itham, böyle bir iddia, suç, cezai durum söz konusu olsa burada hukuki ve idari bir denetimi konuşmamız gerekir. Muhalefetin ısrarla meseleyi hukuki ve idari zemine çekmek istemesi ve bu meseleyi, cezai bir mesele olarak değerlendirmesi tamamen kendi siyasi pozisyonları ve sürdürdükleri kara propagandayla ilgilidir. Bu süreçlerin hukuki ve cezai denetimle herhangi bir ilgisi söz konusu değildir.” diye konuştu.
“Gündemimizde bir erken seçim yok”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yerel ve genel seçim çağrısına AK Parti’nin nasıl yanıt vereceğine ilişkin sorusuna Ünal, “Bu, çok ucuz bir siyasi hamle. Bizim gündemimizde herhangi bir şekilde erken seçim yok. Bizim, milleti de bir seçim külfetine taşımak gibi bir niyetimiz yok. Bunu çok açık ve net bir şekilde ifade ediyorum, bizim gündemimizde bir erken seçim yok.” cevabını verdi.
Melih Gökçek’in istifasının ardından yerine gelecek isme ilişkin soruya yanıt veren Ünal, “1996’da yapılan değişimle bu tür değişimlerde seçime gitmek yerine artık belediye meclisi bu seçimi gerçekleştiriyor. Dolayısıyla bu, Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin vereceği bir karardır. Ankara Büyükşehir Belediyesinde grubu bulunan bir siyasi parti olarak biz de meclis üyelerimizle bu konuda gerekli istişareleri hem ilimizle hem de meclis üyelerimizle günü geldiğine gerekli değerlendirmeleri, istişareleri yaparız.” şeklinde konuştu.
“Son derece çirkin bir ifade”
“Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, eski Almanya Başbakanı Gerhard Schröder ile görüştüğü ve görüşme sonrası Büyükada davasına ilişkin tahliyelerin yaşandığı” iddiasına yanıt veren Ünal, şöyle konuştu:
“Almanya Dışişleri Bakanı, seçim öncesi sürdürdüğü hoş olmayan tavrını sürdürüyor. Kullandığı ifadeler, öncelikli olarak bu ülkenin hakimlerine, savcılarına, hukuk sistemine, yargısına hakarettir. Bu ülkede müzakereyle uluslararası görüşmelerle yargı karar vermez. Yargı kendi tarafsızlığı ve bağımsızlığı gereği karar verir. (Almanya) Dışişleri Bakanının kullandığı, Schröder’in arabuluculuk yaptığı ve bunun sonucunda da söz konusu tutukluların serbest bırakıldığı ifadesi, son derece çirkin bir ifadedir.”
Katalonya’daki tek taraflı bağımsızlık ilanı
Katalonya’nın tek taraflı bağımsızlık ilan etmesine ilişkin değerlendirmesi sorulan Ünal, “Bu konuda dış politikadaki pozisyonumuzu daha önce de ifade etmiştik. İspanya’daki Katalonya Özerk Bölgesi’nin tek taraflı bağımsızlık ilan etmesini doğru bulmadığımızı da paylaşmıştık. Avrupa Birliği’nde iyi ilişkiler içinde olduğumuz İspanya’nın toprak bütünlüğünden yana olduğumuzu belirtmiştik.” ifadelerini kullandı.