Hormonlar ve nörotransmiterler, beynimiz ve duygularımız üzerinde şaşırtıcı bir etki yapıyor. Bilim insanları, depresyon, kaygı bozukluğu ve travma sonrası stres bozukluğu gibi psikolojik durumların hormon dalgalanmalarıyla yakından ilişkili olduğunu belirtiyor.
Kadınlarda östrojen ve progesteron seviyelerindeki değişiklikler, regl dönemi öncesi, gebelik ve menopoz gibi dönemlerde mod dalgalanmalarına ve ruhsal değişimlere yol açabiliyor. Premenstrüel disforik bozukluk (PMDD) gibi durumlar, kadınlarda aşırı kaygı, depresyon ve mod değişikliklerine neden olabiliyor. Öte yandan, östrojenin beyin hücrelerini koruması ve dopamin ile serotonin seviyelerini artırması, mutluluk ve moral yükselmesinde rol oynuyor.
Erkeklerde ise testesteron seviyelerindeki düşüşler, özellikle yaşlanmayla birlikte mod değişikliklerine neden olabiliyor. Ayrıca tiroit hormonlarındaki dengesizlikler de depresyon ve kaygı bozukluğuna yol açabiliyor.
Yeni tedaviler, hormon takviyeleri ve hormon etkilerini taklit eden ilaçlarla psikolojik sağlık sorunlarını hedefliyor. Örneğin, brexanolon hormonu, doğum sonrası depresyon tedavisinde etkili olurken, testosteron ve östrojen tedavileri de moral üzerinde pozitif etki gösterebiliyor.
Hormonlar, moral ve ruh sağlığı üzerinde önemli bir rol oynuyor; ancak uzmanlar, etkili tedaviler geliştirebilmek için hormonların beyin üzerindeki mekanizmalarını daha iyi anlamaya çalışıyor.