Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan, PKK ile aynı safa geçmekten utanmayan CHP’ye fena patladı. CHP’nin PKK’lı “gazeteci”yi koruduğunu hatırlatan Ahmet Hakan, aynı zamanda partinin HDP ile adı konulmamış ittifakı hakkında da sert ifadeler kullandı.
Ahmet Hakan‘ın bugünkü yazısının ilgili bölümleri şöyle:
PKK adı verilen örgütle…
En ufak bir kriminal ilişki kurmuş olan tiplerden dere tepe uzak duracaksın.
*
Çünkü bu örgüt…
Kurumsal CHP’ye bir sesleniş: Uzak dur şu tiplerden
Tıpkı IŞİD gibi militanlarını, kendilerini patlatacak denli uyuşturabiliyor.
*
Çünkü bu örgüt…
Siyaset yapmıyor, uluslararası güçlerin güdümünde bir ajanda yürütüyor.
*
Çünkü bu örgüt…
Sinsi bir örgüt ve bin bir yüzle karşına çıkabiliyor.
*
Çünkü bu örgüt…
Milyon tane karanlık bağlantının tam göbeğine yerleşmiş durumda.
*
Çünkü bu örgüt…
7 Haziran seçiminden sonra bombalar patlatmış, cinayetler işlemiş bir örgüt.
*
Çünkü bu örgüt…
Kandan besleniyor ve hiç beklemediğin bir anda kan akıtıyor.
*
Dolayısıyla…
Bu örgütün senin karşına “masum gazeteci” kılığında çıkardığı tipleri görünce hemen üzerine atlamayacaksın.
“Yazı yazmak ve fotoğraf çekmek dışında hiçbir suçu olmayan zavallı gazetecileri hapislere attılar” diye bas bas bağırmayacaksın.
*
Hep şunu düşüneceksin:
*
Şimdi PKK’nın benim karşıma “gazeteci” diye çıkardığı bu şahıs, 10 yıl sonra canlı bomba olarak kendini patlatabilir. Ben de biraz mahcup olmak durumunda kalabilirim.
*
Yani demem o ki ey kurumsal CHP…
Muhalefet et, tutuklu gazeteciler raporu hazırla, cezaevlerini ziyaret et, hukuk ihlallerine dikkat çek.
Hepsi hakkındır.
Yeter ki…
“Kullanışlı aptal” denilen kategoriye kendini dahil edip ileride canlı bomba olarak karşına çıkma potansiyeli taşıyan tiplere omuz verme.
*
Sütten ağzın yandı, bari bundan sonra yoğurdu üfleyerek ye.
CHP, HDP AÇILIMI YERİNE KÜRT AÇILIMI YAPSAYDI
CHP, son zamanlarda bir “açılım” yapmış gibi görünüyor.
*
Nasıl bir açılım bu?
Şöyle:
*
HDP’nin sempatisini kazanacak şeyler yapıyor ama HDP ile yan yana fotoğraf vermemeye çalışıyor. “Demirtaş hapisten çıksın” diyor ama masasına formel olarak HDP’yi yaklaştırmıyor. Çok mecbur kalmazsa HDP ile PKK ilişkisine dair tek bir kelam etmiyor ama önüne çıkan her fırsatta HDP’ye selam sarkıtmaktan geri kalmıyor.
*
Kısacası CHP’nin açılımı…
Bir Kürt açılımı değil bir HDP açılımı.
*
CHP’nin yaptığı HDP açılımı…
Mertçe, delikanlıca, adı konulmuş, gerekçeleri ortaya serilmiş, başı sonu belli, hesaplaşması yapılmış bir açılım değil ha.
*
Belli belirsiz, başı sonu olmayan, adı konulmamış, gizli, şeffaflıktan uzak, gerektiğinde inkâr edilebilecek, bazı kodlarla yürüyen tuhaf bir açılım.
*
CHP’nin bir Kürt açılımı yapmak yerine belli belirsiz bir HDP açılımı yapmasının tek bir amacı var:
Önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçiminde HDP’nin oylarını kapmak.
*
Peki CHP, bu tür bir HDP açılımı yapmak yerine doğru dürüst bir Kürt açılımı yapamaz mıydı?
*
Yapabilirdi.
Ama o zaman işi böyle kolay olmazdı, çok ama çok zor olurdu.
*
Diyarbakır’a gideceksin… Hem AK Parti’yi hem HDP’yi aynı sertlikle eleştireceksin… HDP ile AK Parti arasında sıkışmış seçmeni, CHP’nin bir üçüncü yol olduğuna ikna edeceksin… Nelerden yana olduğunu, nelere karşı olduğunu net bir şekilde ifade edeceksin… Diyarbakır’da terörün çare olmadığını haykıracaksın… Terörle uluslararası güçler arasındaki bağlantıya dikkat çekeceksin… Dört başı mamur bir politika oluşturacaksın… Yorulmadan, bıkmadan, usanmadan anlatacaksın… Falan filan.
*
Amaaaan.
Kim uğraşacak bunlarla?
*
CHP, bunlarla uğraşmak yerine…
İşin kolayına kaçıyor.
*
Yaptığı şu:
*
HDP’ye kapalı kapılar arkasından ya da açık kapılar önünden…
Bir mesaj veriyor.
Şöyle bir mesaj:
*
“Sen de Tayyip’e karşısın, ben de Tayyip’e karşıyım. Tatava yapmayalım, basıp geçelim. Birbirimize destek olalım. Ama hoyratlara da durumu çaktırmayalım. İşi bitirelim.”
*
Bir Japon atasözü şöyle demez:
*
Zora talip olmak yerine işin kolayına kaçanlar, bugün olmasa bile yarın bunun ceremesini çekerler.