İstanbul Üniversitesi Aziz Sancar Deneysel Tıp Araştırma Enstitüsü Moleküler Tıp Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ümit Zeybek, Video Yardımcı Hakem (VAR) sisteminin futbolun doğasını bozmayacağını savundu.
Zeybek AA muhabirine yaptığı açıklamada, VAR sisteminin, birçok spor dalında kullanıldığını ve onları etkilemediğini belirtti.
Spor ve bilimin Türkiye şartlarında çok fazla geçmişi olmadığını vurgulayan Zeybek, “Bu sistem basketbol, voleybol ve teniste kullanılıyor. Şu ana kadar onların doğasını bozduğu şeklinde bir yaklaşımda bulunulmadı. VAR, futbolun doğasını bozmaz. Protokollerle net çizgiler konulduğu zaman bu tartışmalar bir süre devam eder ve herkese eşit davranıldığı adil bir uygulama olduğu ortaya çıkarsa kapanır gider.” değerlendirmesinde bulundu.
“VAR, yazılı protokollerle netleştirilmeli”
Ümit Zeybek, VAR sisteminin yazılı protokollerle netleştirilmesi gerektiğini dile getirdi.
İşin uzmanlarının sistemi uzun süre araştırdığını aktaran Zeybek, geçen sürede hangi durumlarda kullanılması gerektiği konusunda ortak bir yargıya varılamadığını hatırlattı.
Zeybek, VAR sisteminin artı ve eksileri olacağını vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Bazı pozisyonlar, bazı durumlar için gerçekten doğru kararları vermeyi sağlayacaktır. Eğer aynı pozisyon için bir maçta kullanılır diğerinde kullanılmazsa, burada da ikilemler ve tartışmalar başlayacaktır. Sistemin, sahaya inmeden önce yazılı protokollerle netleştirilmesi önemli. Bu tür pozisyonların yurt dışında kullanılan örnekleri dile getiriliyor, daha da çok tartışmaları arttırdığı durumlar söz konusu. Orada da sanırım o altyapılar, protokoller tam oluşmadı. Türkiye’de bu uygulanmadan önce netleştirilmesinde fayda var. Türk sporu kaosa girmeye çok müsait.”
“Entegrasyon süreci arttırılırsa sportif ilerleme kaçınılmaz”
Sportif bir atılım için akademi camiasıyla yol alınması gerektiğini vurgulayan Zeybek, “Sportif bir takım atılımlar ve seviye atlamaları yaşanmak isteniyorsa, bilimsel verilerin işin içine girerek daha iyi desteklerle yüksek seviyelere ulaşması sağlanabilir. Türkiye’deki sıkıntı herkes kendi alanında kendi çerçevesinde çalışmalar yapmaya gayret ediyor ama bunlar bir birlikteliğe kavuşamıyor. Bu entegrasyon süreci arttırılırsa sportif ilerleme kaçınılmaz.” diye konuştu.
Türkiye’de bazı kulüplerle çalışmalar yürüttüklerini bildiren Zeybek, şöyle devam etti:
“Sadece işe yukarıdan, üst düzey bakmamak lazım. Antrenörler teknik insanlar, bir tecrübe ve altyapıya sahipler. Bunlar hiçbir şekilde göz ardı edilmemeli ama bilimle bunlar birleştirilebildiği sürece atılım yüksek seviyelere ulaşıyor. Yurt dışında bunlar artık çok farklı boyutlara ulaştı. Kimse kimsenin işini elinden almaya çalışmıyor. Bizim amacımız birlikte olabilmek. Benim yaptığım analizler antrenörün yeteneklerini, öngörülerini kenara atmıyor aksine onların bu açıdan fikirlerini daha yüksek seviyelere çıkarmayı hedefliyor. Böyle paylaşımlar arttığı sürece ilerleriz.”
Prof. Dr. Zeybek, genetik analizlerle sporcuların pozisyonlarının ve yapacakları sporun belirlenebileceği yönünde yapılan tartışmalar hakkında şunları kaydetti:
“Tek başına ve kısıtlı gen profiliyle sporculara ait verileri kullanmadan pozisyonlarının belirlenmesi mümkün değil. Sadece genetik yapısında çıkan dayanıklılık, güç, kuvvet farklılığı o gencin savunma ya da hücum oynayacağını belirtemez, belirtmemeli. Bu tür yaklaşımlarda sıkıntı olur.
Ailelere, ‘Çocuğunuz şu sporu yapmalı, yapmamalı’ gibi yaklaşımlarda bulunuluyormuş. Bu çok yanlış. Çocukların ideallerini etkiliyorlar. Genetik analizler, saha içi test verileri, fizyolojik ve metabolik değerleri ile birlikte değerlendirilirse hem sporcunun ilgili branşa başlangıcında hem de spor yaptığı süreçte izlenmesinde daha verimli kullanılmış olur. Yani aslında genetik bilgiden yönlendirme amaçlı da yararlanılır. Gen analizleri iyi bir yol göstericidir ama çok alanlı yaklaşımla birlikte.”