Uzaya ilk kez 1961’te çıkan insanlık, uzay turizmi için yoğun bir çaba içerisinde. SpaceX ve Blue Origin gibi pek çok şirket, uzayda tatil imkanı için çalışmalarını sürdürüyor.
Güney Amerika, Avrupa ve ABD’den bilim insanlarıysa bu çalışmalarda uzayda seks konusunun göz ardı edildiğini savundu.
“Uzayda seks: Gelişmekte olan uzay turizminde kontrolsüz insan gebeliğinin değerlendirmesi” başlıklı makaleye David Cullen, Matthew Hudnall ve Sheela Ali gibi bilim insanları imza attı.
Uzay turizminde her geçen gün ilerleme kaydedildiğine işaret eden uzmanlar, insanların 10 yıl içinde günler ve hatta haftalar seyahatlere katılabileceğini vurguladı.
Bilim insanları, bazı uzay turistlerinin seks yapmasının “kaçınılmaz” olduğunu savundu. Ayrıca uzay kolonileştirilirse, insanlığın devam etmesi içinj de uzayda sekse odaklanılması gerektiği ifade edildi.
NASA gibi devlete bağlı uzay ajanlarının astronotların seks yapmasını yasaklıyor. Ancak makalede, uzay turizmi endüstrisinin bu konuda sessiz kaldığının altı çizildi.
Uzayda seks söz konusu olduğunda bazı soru işaretleri meydana geliyor. Örneğin Ömikro yerçekiminin yol açtığı ağırsızlık, fiziksel faaliyetleri zorlaştırıyor. Bu koşullar aynı zamanda insanların cinsel işlevlerini de olumsuz etkileyebilir.
Ayrıca uzayın, insanların üreme sağlığına zarar verebileceği düşünülüyor. Embriyonun gelişiminin riskli olabileceği tahmin ediliyor.
Bilim insanları, uzay turizminde patlama yaşanmadan bu sorunların tartışılması ve bazı cevaplar bulunması gerektiğini savundu.
Makalenin başyazarı olan astrobiyolog David Cullen şöyle konuştu:
Uzayda sekse dair öylesine söylenen bir sözle başladık. Ancak kontrol ettiğimizde sektörün riskleri dikkate almamasına şaşırdık. Bu da çalışmanın önünü açtı.