Ümit Özdağ, 20 Ocak Pazartesi akşamı Ankara’da yemek yediği sırada gözaltına alındı. Sağlık kontrolünden geçirilmek üzere hastaneye götürülen Özdağ, ifade vermek üzere İstanbul’a götürüldü.
Özdağ, Erdoğan ile ilgili şu ifadeleri kullanmıştı:
Hiçbir Haçlı Seferi Türk milletini Deist, Ateist, Hristiyan yapamamıştır. Erdoğan döneminde Türk milletinin geniş kesimleri Allah’la aldatanlardan dolayı dinlerinden soğumaya başladılar ve Erdoğan döneminde deist, ateist oranı yüzde 16’yı aştı. Erdoğan, Türk milletinin devletini tarikat ve cemaatler arasında dağıtarak, şirk koşanları devlete ortak ederek, Türk milletinin inancına zarar vermektedir, milyonlarca sığınmacı ve kaçağı Anadolu’ya sokarak, Türk milletinin kültürünü tahrip etmektedir. Yaşanan şey aslında bir AKP faşizmidir.
Fethi Yılmaz, konuya ilişkin şunları aktardı:
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ dün gözaltına alındı. Antalya’da partisinin il başkanlığında ettiği sözlerden dolayı gözaltına alındı. Cumhurbaşkanına hakaretten Ankara’da gözaltına alındı. Cumhurbaşkanının avukatı Ahmet Özer’in İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusu üzerine bu gözaltı işlemi yapıldı. Ankara’da yemek yerken gözaltına alındı. Ümit Özdağ’ın Devlet Demir Yolları Hastanesi’nde sağlık kontrolü yapıldı ve İstanbul’da Vatan Emniyete gönderildi. Ümit Özdağ’ın ifadeleri neydi? İfadelerinde daha çok eski tarihe göndermeler de yaparak, Türklerin Anadolu’ya girişine göndermeler de yaparak ve bugüne getirerek, geçmişte iktidar partisiyle Fethullahçıların yaptığı iş birliği üzerinden, ‘FETÖ bir casusluk örgütüdür. Fethullahçılar devleti bir şekilde ele geçirdiler. Devletin kılcal damarlarına bürokrasi, yargı vs. sızdılar ve bunu da bu iktidarla birlikte yaptılar’ diyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dahil olmak üzere 15 Temmuz darbe girişiminden sonra milletimiz bizi affetsin benzerinde açıklamalar yapılmıştı. Özellikle Adalet ve Kalkınma Partisi 2013 yılında 17-25 Aralık’tan sonra bu mücadeleyi bir anlamda başlattığını söylüyor. Ancak 15 Temmuz bir anlamda ondan sonra Fethullahçı terör örgütüyle yoğun bir şekilde devletin tüm kademeleri tarafından bir anlamda mücadele başladı. 2010 yılındaki anayasa referandumuna baktığımızda, devlet bürokrasisi o Zekeriya Öz gibi hakimlerin göreve gelmesi. Kumpas davaları sürecinde o yüzden bu anlamda biraz eleştiriye tahammül gösterilmesi gerekiyor. Çünkü bir anlamda vesile olma durumu da var. Bu öz eleştiriyi bu arada kendileri de yapıyorlar ve söylüyorlar. Bunu bir siyasetçinin böyle dile getirmesi çok normal.
‘Siyasi parti liderinin Ümit Özdağ olması önemli değil başka biri de olabilir’
Siyasi parti liderinin sert eleştiri yapmasından ötürü gözaltına alınmasının normal olmadığını söyleyen Yılmaz, sözlerini şöyle noktaladı:
Ahmet Özel’in İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdiği suç duyurusuna baktığımızda, Ümit Özdağ’ın Antalya Zafer Partisi il başkanları çalıştayında yapmış olduğu bir konuşma. 2016 öncesi ya da kimine göre 2013 öncesi baktığımızda bir yakınlık var. FETÖ’cü bu teröristler orduya bunlar nasıl yerleşti? Nasıl bürokrat oldular? Nasıl emniyet müdürü oldular? Nasıl öğretmen oldular? Nasıl hakim oldular? Nasıl savcı oldular? Bunların vakti zamanında olurken olmalarına vesile olanlar bir şekilde çok da memnundular.2010 referandumundan sonra yargıtay seçimlerinin olduğu dönemde Bülent Arınç’ın, “Rabbim verdikçe veriyor” sözünü hatırlıyorum. Siyasi parti liderinin Ümit Özdağ olması önemli değil başka biri de olabilir. Siyasi parti lideri sert eleştirileri yapması bir gözaltı sebebi olması ilginç. Bu iktidarın geçmiş döneminde yaşanmadı mı bunlar? Gözünüzü kapatıp gece oldu diyebiliyor musunuz? Diyebiliyorsanız size uykular denir.
