‘‘Türkiye’deki yabancılar: Suriyeliler kim, neden buradalar ve ne zaman gidecekler?’’ araştırma dosyamızın ikinci bölümünde Türkiye’de yaşayan ve seks işçiliği yapan Suriyeliler ile ilgili Kırmızı Şemsiye Cinsel Sağlık ve İnsan Hakları Derneği’nin hazırladığı raporu haberleştireceğiz.
Savaştan kaçarak Türkiye’ye gelen kadınların, kız çocuklarının ve LGBTİ’lerin (lezbiyen, gey, biseksüel, trans ve interseks bireyler) diğer kişilere kıyasla daha kırılgan oldukları düşünüldüğünde, bu haberi hazırlarken yaptığımız araştırmalarda verilerin az olması bizi oldukça şaşırtıcı başka bir önemli nokta olarak önümüze çıktı.
‘‘ÖLDÜRÜLEN SURİYELİ EŞCİNSEL MÜLTECİ WİSAM SANKARİ DAVASI’’
Türkiye’de yaşayan Suriyeli seks işçileri ile hakkında oldukça az bilgi ve veri var ancak ara ara basına düşen şiddet ve cinayet haberleri de önemli bir veri olarak kabul edilebilir. Hem Kırmızı Şemsiye Derneği’nin Suriyeli seks işçileri ve LGBTİ mültecilerle ilgili kapsamlı raporundan faydalanarak hazırladığımız habere, 2017 yılında İstanbul’da öldürülen Suriyeli eşcinsel mülteci Wisam Sankari ile başlıyoruz:
Suriyeli eşcinsel mülteci Muhammed Wisam Sankari, 23 Temmuz 2016 gecesi Aksaray’daki evinden çıkmış, 25 Temmuz’da İstanbul Yenikapı’da ölü bulunmuştu. Kafası kesilen ve bedeni tanınmaz hale gelen Wisam daha önce de tehdit edilmiş, kalabalık bir erkek grubu tarafından kaçırılmış ve tecavüze uğramıştı.
Sanık B.A., 24 Kasım 2016’da görülen ilk duruşmada, “Facebook üzerinden tanıştım, kendisi ile Taksim’de iki kere görüştük. İkinci görüşmede seks yapmak istediğini söyledi. Teklifi kabul ettim. Taksimde otelde ilişkiye girdik. İkimiz içkili idik. Bizim ilişkimizden bir ay sonra onun arkadaşı beni aradı, maktulün AIDS olduğunu söyledi” diye iddia etti.
Cinayeti işlediğini kabul eden B.A., “Gerçekten AİDS misin diye sordum. ‘Evet ben AİDS’im dedi. O böyle konuşmaya başlayınca benim sinirlerim bozuldu” diyerek Sankari’yi kafasını taşla ezerek öldürdüğünü kabul etti. B.A., kafasını taşla ezdikten sonra Sankari’yi birçok yerinden bıçakladığını öne sürdü.
Kırmızı Şemsiye Derneği’nin kapsamlı ve derinlemesine görüşmelerle hazırlanmış raporundaki bulgular, Muhammed Wisam Sankari’nin cinayetinde de olduğu gibi Türkiye’de yaşayan LGBTİ mültecilerin, Türkiye vatandaşı olan LGBTİ bireylerden daha fazla ayrımcılığa ve şiddete maruz kaldıklarını ortaya koyuyor. Ayrıca raporun ortaya koyduğu başka bir çarpıcı bulgu ise Suriyeli seks işçileri veya LGBTİ bireylerin, cinsel sağlık konusunda oldukça az bilgiye sahip olduğu.
‘SURİYE’DEN TÜRKİYE’YE GELEN ÇOK SAYIDA EŞCİNSEL VE BİSEKSÜEL ERKEK VE TRANS KADIN SEKS İŞÇİLİĞİ YAPIYOR’’
Kırmızı Şemsiye Derneği’nin bulgularına göre Suriye’den Türkiye’ye gelen çok sayıda eşcinsel ve biseksüel erkek ve trans kadının seks işçiliği yaptığını gösteriyor. Aynı zamanda, birçok Suriyeli heteroseksüel erkek de seks işçiliği yapıyor.
Kırmızı Şemsiye Derneği, Türkiye’de Geçici Koruma Altında Suriyeliler ve Seks İşçiliği” çalışması kapsamında toplamda 26 Suriyeli seks işçisi ile görüştü. 26 Suriyeli seks işçisinin 12’si İstanbul’da, 4’ü İzmir’de, 3’ü Gaziantep’te, 2’si Ankara’da, 2’si Mersin’de, 1’i Hatay’da, 1’i Adana’da ve 1’i Bursa’da yaşıyor. Ancak Suriyeli seks işçilerinin bir kısmının mobil şekilde başka illerde de çalışıyor. Görüşme yapılan Suriyeli seks işçilerinin 14’ü kendini trans kadın olarak tanımlarken, 4’ü kendini eşcinsel erkek olarak tanımlamaktadır. Geriye kalan 8 kişi ise kendini natrans kadın seks işçisi olarak tanımlıyor.
Görüşme yapılan Suriyeli seks işçilerinin yaş dağılımları 18 – 25 yaş aralığında 5 kişi; 26 – 30 yaş aralığında 11 kişi; 31 – 40 yaş aralığında 7 kişi ve 41 – 50 yaş aralığında 3 kişi. Bu veriler dikkate alındığında, görüşme yapılan Suriyeli seks işçilerinin yüzde 61’i 18 – 30 aralığında ve genç.
Görüşme yapılan Suriyeli seks işçilerinin seks işçiliği üzerinden elde ettikleri gelir durumu aralığı ise şu şekilde: 7 kişi 500 – 1000 TL aralığında; 7 kişi 1001 – 2000 TL aralığında; 10 kişi 2001 – 3000 TL aralığında; 2 kişi ise 3000 TL’den fazla para kazanıyor.
‘‘SURİYELİ SEKS İŞÇİLERİ, BİR YANDAN SURİYE’DEN GELMİŞ OLMALARI DİĞER YANDAN DA SEKS İŞÇİLİĞİ YAPIYOR OLMALARI ÜZERİNDEN DAMGALANARAK ZORBALIĞA MARUZ KALIYOR’’
Suriyeli seks işçilerinin bir kısmının sektöre kendi istekleri ile girdikleri veya zaten Suriye’den gelmeden önce seks işçiliği yaptıklarını söylüyor.
Hazırlanan rapora göre, Türkiye kamuoyunda yaygın kabul gören ve Suriyelilerin devlet tarafından her türlü imkan ile donatılarak hizmet gördüklerine dair algının aksine, birçok Suriyeli hem çalışma koşulları hem de yaşam koşulları bakımında ciddi zorluklarla mücadele etmek zorunda kalıyor.
Özellikle kadınlar ve kız çocukları çatışma ve savaş hallerinde kendi ülkelerinde veya göç etmek zorunda kaldıkları ülkelerde fiziksel, cinsel, psikolojik ve ekonomik şiddete uğruyor. Kaynaklara erişimleri sınırlı olan, şiddet sonrası neredeyse hiçbir korunma ve destek mekanizmasından faydalanamayan kadınlar, kız çocukları ve LGBTİ’ler bir tür hayatta kalma stratejisi olarak seks işçiliği sektörüne girdiklerini anlatıyor. Özellikle Suriyeki natrans kadınlar, trans kadınlar, eşcinseller ve biseksüel kadın ve erkekler seks işçiliği sektöründe yoğun olarak bulunuyor.
‘‘MÜLTECİ TRANS KADINLAR, TÜRKİYELİ TRANS KADINLARDAN DAHA FAZLA ŞİDDET GÖRÜYOR’’
Kırmızı Şemsiye Derneği’ne göre Suriyeli kadınlar, kız çocukları ve LGBTİ’ler göç ve mültecilik ekseninde yaşadıkları zorluklar karşısında seks işçiliğine yöneliyor veya itiliyor. Suriyeli seks işçileri, bir yandan Suriye’den gelmiş olmaları diğer yandan da seks işçiliği yapıyor olmaları üzerinden damgalanarak zorbalığa maruz kalıyor. Suriyeli seks işçileri bir yandan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları tarafından ayrımcılığa uğrarken, diğer yandan da diğer Suriyeliler tarafından dışlanıyor.
Görüşme yapılan 14 Suriyeli trans kadın seks işçisinin 9’u, kolluk görevlileriyle karşılaşmalarında ayrımcı muamele ve kötü muamele gördüğünü anlatıyor.
Göçmen trans kadınlar özellikle ‘kırmızılı polis’ diye adlandırdıkları yunus timlerinden şikayetçi. Çok fazla şiddete maruz kaldıklarını söylüyorlar. Görüşme yapılan kadınlardan birinin kafasında çatlak, diğerinin gözü mor olduğu rapora yazılan detaylardan biri. Araştırma mülteci trans kadınların, Türkiyeli trans kadınlardan daha fazla şiddet gördüklerini ortaya koyuyor.
‘‘SURİYELİ SEKS İŞÇİLERİ HANGİ SAĞLIK SORUNUNDA HANGİ MERKEZE BAŞVURMALARI GEREKTİĞİNİ BİLMİYOR’’
Görüşme yapılan Suriyeli trans kadın seks işçilerinin 4’ü Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı trans kadın seks işçilerinin yanında çalışıyor ve onlara gelirlerinin bir kısmını paylaşıyor.
Bazı seks işçileri sektöre girmeyi tercih etmediklerini ancak başka insanlar tarafından sektöre girmeye itildiklerini belirtirken, bazıları ise bilinçli bir tercihle – özellikle karşılaştıkları ekonomik sorunlarla baş edebilmek maksadıyla – sektöre girdiklerini anlatıyor. Bazı kişiler ise çocuk yaşta zorla başka kişilerle evlendirildiklerini ifade ediyor.
Birçok Suriyeli seks işçisi, sektörde aracılar ile birlikte çalışmakta ve Suriyeli seks işçileri hangi sağlık sorununda hangi merkeze başvurmaları gerektiğini bilmiyor.
‘‘SURİYELİ SEKS İŞÇİLERİ UYUŞTURUCU VE ALKOL KULLANIYOR’’
Görüşme yapılan Suriyeli seks işçilerinin sadece 7’si müşteri bulmak için cadde veya sokaklara çıkıyor. 26 Suriyeli seks işçisinin 24’ü geçici koruma statüsüne sahip. Diğer bir deyişle, 24 Suriyeli seks işçisinin geçici koruma kimlik kartı bulunmakta.
2 Suriyeli seks işçisi ise, geçici koruma kimlik kartına sahip değil. 2 kişiden biri, başına gelen istismar olayı dolayısıyla gerekli yerlere başvuramadığını ve aracısının bunu öğrenmesi halinde şiddet görebileceğini ve dolayısıyla korktuğunu ifade ederken, diğer Suriyeli seks işçisi ise ailesinin ve sürekli görüştüğü kimsesinin olmadığını ve dolayısıyla nereye başvurması gerektiğini bilmediğini anlatıyor.
Görüşme yapılan 26 Suriyeli seks işçisinin 20’si her gün alkol aldığını söylüyor. Yine 26 Suriyeli seks işçisinin 11’i uyuşturucu madde kullanıyor.
Suriyeli seks işçilerinin özellikle hak ihlallerine maruz bırakılmaları sonrası ihtiyacını duydukları korunma ve destek mekanizmalarına dair bilgi düzeyi de düşük…