Sosyal medyada dolaşan videoda, Yıldız, bir asansör örneği vererek, katlar arasında “halvet” şartlarının birkaç dakika içerisinde yaşanabileceğini belirtmişti
Nurettin Yıldız’ın tepki çeken fetvasına bir karşı çıkış da Sabah gazetesi yazarı Salih Tuna’dan geldi.
Nurettin Yıldız’dan asansörde halvet fetvası
Sabah gazetesi yazarı Salih Tuna, “Asansöre binmek caiz mi hocam?” başlıklı yazısında “Bu hızla devam ederse, maazallah, toplum olarak şaşırmamaya başlayacağız. Gerçi, Dostoyevski, ‘olgunlaşmak hiçbir şeye şaşırmamaktır’ demiştir ama bu öylesi bir olgunluk değil. Nasıl ki zamanla yalancıya ve müfteriye karşı şaşırmamaya başladık, buna benzer bir durum” ifadelerini kullandı.
“NEDİR BU ‘FETVA FANTEZİSİ?”
“Alışmak hiç kuşkusuz onaylamak veya kabul etmek anlamına gelmez ama bir şekilde ‘tepkisizlik’ doğurur” diyen Salih Tuna şu uyarıları yaptı:
“Türkiye’de her şey olabilirsiniz ama rezil olamazsınız’ haline sebep, işte bu tepkisizliktir. Son günlerde kimi ‘hocaların’ acayip ‘fetvaları’ da olağan karşılanmaya başlandı galiba. Yoksa gündüz gözüyle bu kadar kaptırıp gidemezlerdi. ‘Asansörde bir – iki dakika kadın erkek baş başa kalırsa halvet hasıl olur’ nedir Allah aşkınıza?! Kozalağın biri gelip, ‘Hocam asansör üst katta arıza yaptı diyelim, yanımda da cillop gibi bir hatun; kimsecikler yok, baş başayız, hükmü nedir…’ diye mi sormuş? Mevzu nedir? Eskiden ‘kutuplarda namaz nasıl kılınır’ sorulurdu, şimdi asansörde halvet mi soruluyor? Nedir bu ‘fetva fantezisi?’ Şayet soruluyorsa, ‘Evladım senin asansöre binmen caiz değildir’ neden denmez?!”
“HAYRET ETMEK NEDİR Kİ, KÜÇÜK DİLİMİZİ YUTSAK YERİDİR”
Salih Tuna, “Asansör bitti, geçen gün muttali oldum ki, sırayı yorgan ve yastığın cinsel ayartıcılığına karşı uyarmaya getirmişler” diyerek Nurettin Yıldız’ın gündem olan “Yatağa, yatar yatmaz gözünü kapatıp uyuyun yoksa battaniye ve yorgan cinsel dürtülerinizi rahatsız edebilir” şeklindeki yeni fetvasını işaret edip şöyle eleştirdi:
“Durmuyorlar, durduramıyoruz. Efendim yatağa girip şappadak uyumazsan yorgan yastık içini gıdıklar, cinsel dürtüleri harekete geçirirmiş. ‘Dan’ diye uyuyacaksın. Uykusuzluk sorunu çekiyorsan, kuvvetle muhtemel, durumun sakat… Hayret etmek nedir ki, küçük dilimizi yutsak yeridir. Nasıl bir bağlamı vardır acaba bu konuşmanın? ‘Hocam yatağa giriyorum ama yastık ve yorgandan etkileniyorum, ne yapmalıyım?..’ diye soran bir kozalak mı var? Eh be kardeşim… Vaktiyle ‘damacanaya tecavüz davasına’ konu olan o kozalağın suçu fetva sormamak mıydı? Sorular mı kozalak, kimi hocalar mı fantastik, nedir? Yoksa… Sokaklarda yatan onca gariban varken, bizim sıcak odalarımızda yorgan yastık yatmamızın hükmü nedir diye soran mı kalmadı?”