Türkiye’nin Afrin’e düzenlediği Zeytin Dalı Harekatı tüm kararlılığıyla sürerken bir kesimden de çatlak sesler gelmeye devam ediyor.
Terör örgütlerine karşı düzenlenen operasyonu savaş gözüyle gören terör sevici gruplar savaşa hayır naraları atıyor.
Habertürk yazarı Murat Bardakçı da kaleme aldığı köşe yazısında bu gruplara operasyonun neden gerekli olduğunu ders niteliğindeki sözleriyle anlattı.
İşte Murat Bardakçı’nın yazısındaki o bölüm;
Dünyanın değişik yerlerindeki savaşlarda da bulundum ve bu işin nasıl büyük bir âfet olduğunu daha yakından görüp öğrendim.
Dolayısı ile “Gidelim, savaşalım, vuralım, yakalım, yıkalım, derslerini verelim!” gibisinden sonradan meydana gelecek faciaları düşünmeden atılan hamasî nutukların neticesinde yaşanacakların ne olduğunu bilenlerin savaşa karşı çıkmaları bir yerde vazifeleridir. Ama sınırlarınızın hemen yanıbaşında her türlü mel’aneti plânlayıp masum sivillerin bile canını pervasızca alanlara karşı eliniz- kolunuz bağlı oturmak kayıtsız bir hamakat; etrafınıza böyle şer tohumlarının atılmasına göz yumup barış zamanlarının faziletini kastederek söylenmiş olan “Yurtta sulh, cihanda sulh” sözünü düşünce tembelliğinin şiarı hâlinde tekrarlayıp durmak ise umursamaz bir rehavettir.
“Bütün bu sözleri etmek kolay” diyebilirsiniz; zaten Afrin’de ardarda şehid düşen Astsubay Üstçavuş Musa Özalkan ile Piyade Üsteğmen Oğuz Kaan Usta’nın yakınlarının acısını hiçbir sözün dindirmeyeceğini söylememe gerek bile yok.
Ama etrafımız maalesef ateş çenberi hâlinde, dünyanın tâââ diğer ucundan gelip sınırlarımızda işler çevirmeye çalışılıyor ve adamlar bir asır önceki mirasımızı şimdi kendi başlarına, canlarının istediği gibi paylaştırmaya hevesleniyorlar…
Bize müdahaleden başka çarenin bırakılmadığı böyle bir vaziyette birkaç tarafgir idrak fukarasının hâlâ “Savaşa hayır” diyebilmeleri şuur kaybından da öte bir iştir!