Almanya’nın Erbendorf şehrinde dünyaya gelen Hülya Ertaş, 1965 senesinde hiç tanımadığı biyolojik ailesi tarafından evlatlık verilmiş. Annesi Yurdagül Şeker 1694 yılında eşi ve 3 yaşındaki kızını bırakarak Almanya’ya çalışmaya gitmiş, orada edindiği arkadaşlarına bir süre para kazandıktan sonra eşi ve kızını da yanına alacağını söylemiş. Bir porselen fabrikasında çalışmaya başlayan Yurdagül Şeker oradayken hamile olduğunu öğrenmiş. Kızı Hülya Ertaş’ı dünyaya getiren Yurdagül Şeker çocuğuna bakamayacağını söyleyerek oradaki Türk arkadaşı olan Gülten – Yüksel Sığırcı çiftine kızını evlatlık olarak vermeye karar vermiş. Daha sonra Türkiye’ye dönen Sığırcı çifti ise Hülya Ertaş’ı Yüksel Sığırcı’nın kız kardeşine bizim çocuğumuz diyerek evlatlık olarak vermiş.
18 yaşına gelen Hülya Ertaş ise etrafındaki yakınlarından evlatlık olarak verildiğini duymaya başlamış. Bunun üzerine annesine gerçekleri öğrenmek istediğini söylemiş. Annesi ise, “benim çocuğum olmuyordu. Abim, yani senin dayın sandığın kişi, seni bana evlatlık olarak verdi” diyerek gerçeği söylemiş. Fakat kimsenin bilmediği bir gerçek daha vardı. Hülya Ertaş’ı kız kardeşine evlatlık veren aile de Ertaş’ın biyolojik ailesi değildi. Bu gerçeği ise tüm aile yıllar sonra Hülya Ertaş’la beraber öğrendi.