TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Anayasa Mahkemesi’nin Enis Berberoğlu hakkında ikinci kez “Hak ihlali” kararı vermesini değerlendirdi. Şentop, görev ve yetkilerini hatırlattığı AYM’nin Berberoğlu kararında “siyasi bildiri denilebilecek” bir bölüm olduğunu ifade ederek, “AYM, hüküm kısmında TBMM şunu yapmalıdır diye bir karar vermiş değil. Burada AYM tabiri caizse bir çağrı, bir bildiri yapıyor. Bu AYM’nin görev ve yetkileri arasında yok. Öğüt vermesi açıkça yetki aşımıdır” dedi.
Şentop, Enis Berberoğlu’nun durumuyla ilgili kanaatinin de “kesin hükmün ortadan kalkması” yönünde olduğunu belirtti.
Öte yandan Şentop, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Cumhur ittifakı olarak bir anlayış birliğine varmamız halinde, önümüzdeki dönemde yeni anayasa için harekete geçebiliriz” sözlerini değerlendirdi. “Kastedilen bir anayasa değişikliği değil, yeni bir anayasa” diyen Şentop, “Böyle bir çağrı gerçekten heyecan verici” görüşünü ifade etti.
CNN Türk’te Ankara temsilcisi Dicle Canova’nın sorularını yanıtlayan Şentop’un açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“(Erdoğan’ın yeni anayasa çağrısı) Böyle bir çağrı gerçekten heyecan verici.”
“Yeni anayasa demek bütün hükümlerin mevcut anayasadan farklı olduğu anlamına gelmiyor. Birçok konuda yerleşik değişmeyecek hükümler var. Yerleşmiş, benimsenmiş hükümler var.”
Enis Berberoğlu kararı hakkında açıklama
“Bu ikinci bir karar. Burada ikinci bir tartışma var. Bir mahkemenin AYM kararına uyup uymaması tartışması var burada. Bu kararda hukuki bölümler görüşler var. Bunlara prensip olarak katılıyorum. Kararın doğruluğu ayrı bir tartışma konusudur. İlk kararla ilgili olarak da bunu söylemiştim. Yeniden yargılama kararına uyulması gerekir. O zaman da söylemiştim bugün de söylemiştim. Fakat AYM kararında siyasi bildiri diyebileceğimiz bir bölüm var o da meclisle ilgili kısmı. Bu kararın hüküm kısmı denen şey 140. Paragrafta var. Dört şey diyor; bir, yeniden yargılama yapılmalı; iki, infazın durdurulması kararı verilmeli; üç, hükümlü statüsünün kaldırılması; dört, durma kararı verilmesi yargılama süreciyle ilgili. Bunlar 14. Ağır ceza mahkemesine gelen neyin nasıl icra edileceğine dair AYM tarafından verilen hüküm. Bununla ilgili bir tereddüt yok.
Burada daha çok açıp bir şekilde nasıl giderilebileceğine dair hüküm vermiş ama orada kalmıyor. AYM sonra diyor ki mahkemelerin uyması konusundaki hususlarda bütün kamu guruplarına görevler düşmektedir. Ama AYM’nin iki yetkisi var kanuna göre bir ihlalin tespiti iki nasıl giderileceğini söylemesidir. Ama bundan hareketle bütün devlet kurumlarına bütün kamu gruplarına anayasada hukuk kurallarına uyması konusunda mahkemeyi ikaz etmesi ne gerekiyorsa yapması gibi bir hüküm. Burada AYM, hüküm kısmında TBMM şunu yapmalıdır diye bir karar vermiş değil. Burada AYM tabiri caizse bir çağrı, bir bildiri yapıyor. Bu AYM’nin görev ve yetkileri arasında yok. Öğüt vermesi açıkça yetki aşımıdır. Kararın siyasi bildiriye dönüşmesidir.”
“Bugün yarın AYM’ye bir yazı göndereceğiz.”
“Kesin hükmün ortadan kalkması lazım”
“Bu kararda 137 sayfa yazmış mahkeme ama şunu söylemiyorum mesele şu milletvekilliği nasıl düştü kesin hükümün bildirilmesiyle düştü. Öncelikle bir kesim Hüküm olacak ve bildirilecek. Kesin hüküm ne zaman ortadan kalkacak AYM’nin kararında buna dair bir cümle yok.”
“Kesin hüküm ne zaman kalkacak, bu yönde bir yazı yok. Anayasa mahkemesi uzun uzun anlatıyor tekrar 14. Ağır Ceza’ya yolluyor. Demek ki kendisinin bu yönde hüküm vermeye yetkisi yok. Kesin hükmün ortadan kalkması gerekiyor. Durma kararı sonrası usulüne göre meclise gelmesi, okutulması gerekir. Anaysa mahkemesine yakışmayan kararlar var.”
“Kesin hükmün ortadan kalkması lazım. Benzeri yok, hukuk kurallarıyla düzenlemiş değil ama kanaatimi söylüyorum.”
Boğaziçi eylemleri yorumu
“Ben Boğaziçi eylemlerini profesyonellerin organize ettiği eylemler olduğunu görüyorum. Nitekim dün Kadıköy’de gördük. Polis araçlarını tekmeleyen kişiler var.”
“Toplumsal olayların fitilinin ateşlenmesini bekleyenler var. Boğaziçi’nden yeni bir Gezi çıkarmak isteyenlerin tuzağına gençleri düşürmeyiz.”