Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ı hedef aldığı iddia edilen sözleri nedeniyle önceki gün gece yarısı Üsküdar’da gözaltına alınan gazeteci Sedef Kabaş, dün Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’ne götürüldü. “Cumhurbaşkanına hakaret” suçundan tutuklanma talebiyle nöbetçi İstanbul Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edilen gazeteci Sedef Kabaş tutuklandı.
Birçok siyasetçinin ardından gazeteci Sedef Kabaş’a, İstanbul Barosu’ndan da destek geldi. İstanbul Barosu’ndan yapılan yazılı açıklamada “ifade özgürlüğü” vurgusu yapıldı.
Açıklama şöyle:
Kamuoyuna Duyuru: Tutuklama Kararı Hukuka Aykırıdır
Gazeteci Sedef Kabaş’ın tutuklanması bir kez daha gösterdi ki, ülkemizde yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı temin edilmediği sürece ifade özgürlüğünden de, yargıya güvenden de söz edebilmek mümkün olamayacaktır.
YARGI BAĞIMSIZ VE TARAFSIZ OLMADIKÇA
Gazeteci Sedef Kabaş, bir televizyon kanalında yaptığı konuşmadaki sözleri nedeniyle Cumhurbaşkanı’na hakaret suçlamasıyla sabaha karşı evinden gözaltına alındı. Emniyet Müdürlüğünde ifadesi alınmasının ardından sevkedildiği Sulh Ceza Hakimliği tarafından tutuklandı.
Bir kez daha yasal şartları oluştuğunda başvurulabilecek bir koruma tedbiri olarak öngörülen tutuklama, Anayasamıza, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne [AİHS] ve Ceza Muhakemesi Kanunu’na aykırı uygulamayla adeta bir ön infaz yöntemine dönüştürüldü.
Oysa, 2 Mart 2021 tarihinde Cumhurbaşkanı tarafından açıklanan İnsan Hakları Eylem Planında, çağrıldığında gelecek olan bir kişinin gece yarısı gözaltına alınmayacağının güvencesi verilmişti.
Henüz Sulh Ceza Mahkemesi tarafından Sedef Kabaş hakkında karar verilmeden, hakimlerin bütün özlük ve disiplin işlemleri konusunda münhasır yetkili olan Hakimler ve Savcılar Kurulunun da başkanı olan Adalet Bakanı’nın sosyal medya üzerinden yaptığı açıklama Anayasa’da yer alan yargı bağımsızlığı güvencesini zedelemiştir.
Hak ve özgürlüklere dair açık Anayasal ve yasal güvencelerin pratikte uygulanamamasının en temel sebebi, yargı bağımsızlığının ve tarafsızlığının sağlanamamasıdır.
İstanbul Barosu olarak, Anayasa, ulusal ve uluslararası hukuk çerçevesinde insan haklarının, ifade özgürlüğünün savunuculuğunu yapmaya, ülkemizde laiklik ilkesinden ödün verilen her söylem ve eylemin karşısında olmaya devam edeceğimizi, hak ihlallerini yakından takip ettiğimizi kamuoyu ile paylaşırız.