TBMM Genel Kurulu’nda Meclis, Adalet Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı’nın 2026 yılı bütçeleri görüşülürken, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Genel Kurul’a hitap ederek küresel güvenlik riskleri, bölgesel istikrar ve dış politikadaki stratejik öncelikler hakkında kritik mesajlar verdi.
Bakan Fidan, dünya genelinde artan güvensizlik ortamının derinleşen stratejik riskleri beraberinde getirdiğini vurgulayarak, yapay zeka çağının ekonomiden savunmaya tüm alanlarda yeni güvenlik tehdidi ve rekabet başlığı oluşturduğunu belirtti. Siber güvenliğin önümüzdeki dönemde ulusal gündemin ana eksenlerinden biri olacağını ifade eden Fidan, Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde gerçekçi ve çok boyutlu bir diplomasi yürüttüğünü söyledi.
Barışı Merkeze Alan Dış Politika
Fidan, Türkiye’nin Gazze’den Ukrayna’ya, Afrika’dan Güney Kafkasya’ya kadar uzanan geniş diplomatik alanda arabuluculuk rolüyle uluslararası itibar kazandığını dile getirdi. Milli çıkarların korunması, küresel ölçekte haklı davaların savunulması ve barış eksenli diplomatik adımların önceliklendirildiğini vurguladı.
Suriye’de “10 Mart Mutabakatı” ve Geri Dönüşler
Suriye başlığında “10 Mart Mutabakatı”na özellikle dikkat çeken Fidan, SDG’nin mutabakata uyması gerektiğini dile getirdi. Rejim değişikliği sürecinden bu yana 560 bin Suriyelinin ülkelerine geri döndüğünü belirtti.
Doğu Akdeniz ve Ege Vurgusu
Fidan, Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin hakça paylaşım ilkesini savunduğunu, Ege’de ise tüm ihtilafların uluslararası hukuk çerçevesinde diyalogla çözülmesi gerektiğini söyledi. Libya ile yürütülen ilkeli yaklaşımın bölgede sükûnetin korunmasına katkı sunduğunu aktardı.
ABD ile Stratejik Diyalog: Erdoğan–Trump Görüşmesi Referansı
Fidan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 25 Eylül’de Başkan Trump ile Washington’da yaptığı görüşmenin stratejik dönüm noktası olduğunu ifade ederek, savunma sanayi kısıtlamalarının kaldırılmasına yönelik girişimlerin kesintisiz sürdüğünü bildirdi. ABD ile bölgesel güvenlik, Suriye ve savunma alanlarında işbirliği mekanizmalarının devam ettiğini belirtti.
NATO ve AB Süreci
Türkiye’nin NATO’daki ağırlığının arttığını belirten Fidan, “İttifak içinde güvenilir ve yüksek kapasiteye sahip güç olarak konumlanıyoruz” dedi. Avrupa Birliği ile ilişkilerin 2025 yılı boyunca stratejik düzlemde güçlendiğini, 2026’da Türkiye–Mısır yüksek düzeyli toplantısının yapılmasının planlandığını açıkladı.
Fidan, AB sürecinin canlandırılmasının temel hedef olduğunun altını çizerek, Gümrük Birliği güncellemesi ve vize serbestisinin hızlandırılmasının tüm Avrupa coğrafyasının yararına olacağını ifade etti.

