İstanbul Trabzon Federasyonu (İTF) ve Anadolu Eğitim Kültür ve İrfan Derneği (ANADER) iş birliğiyle bu yıl ilk kez düzenlenen Trabzon Uluslararası Film Festivali’nde (TUFFEST) ödüller sahiplerini buldu.
Trabzon Valiliği tarafından desteklenen etkinlikte ödüle layık görülen sanatçılar, festivali AA muhabirine değerlendirdi.
“Ulusal Uzun Metraj Film” kategorisinin “En İyi Yönetmen” dalında “Altın Kemençe”nin sahibi olan Mustafa Kara, Trabzon’da bir film festivalinin başlamasından duyduğu mutluluğu dile getirdi.
Birçok uluslararası festivalden ödülle dönen ve yabancı dilde “89. Oscar Ödülleri” aday adayları arasında yer alan “Kalandar Soğuğu”yla Trabzon’da ödüle layık görülen Kara, tam anlamıyla bir Karadeniz filmi yaptıklarını söyledi.
Kara, “Kalandar Soğuğu”nun Karadeniz insanının hayata tutunma çabasını anlatan bir film olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
“Mücadelemiz, yolculuğuna Trabzon’dan başladı ve çok uzun sürdü. Filmde görülen mücadelenin 20 katını da biz film çekerken verdik. O anlamda filmle de vedalaştığımız süreçte Trabzon Film Festivali’nin başlaması hoşumuza gitti. Ödüle layık görülmek ayrıca onore etti, iyi de ödülleri var. Bir sonraki filmi yapabilmek için beni maddi ve manevi olarak motive edecek, çalışmama fırsat tanıyacak bir karşılığı oldu.”
“Mor Ufuklar” filmindeki performansıyla “En İyi Kadın Oyuncu” dalında ödül alan Zeynep Sevi Yılmaz da ilk kez uzun metraj filmde yer aldığını ve ilk başrolünü canlandırdığını söyledi.
Yılmaz, üniversitede oyunculuk eğitimi aldığına işaret ederek, “Daha önce televizyon işlerinde rol aldım ama bu filmin çekim sürecinde ‘Acaba oluyor mu, yapabiliyor muyum?’ diye tedirgindim ve heyecanlanıyordum. Haziran’da ‘Madrid Uluslararası Film Festivalinde’ ‘En İyi Kadın Oyuncu” dalında adaylığım açıklandığında bu heyecan daha da katlandı. Şimdi de TUFFEST’te aynı dalda ödül kazanmış olmak beni çok mutlu etti ve ‘Sanırım Meryem karakterine hayat verebilmişim’ diye düşündüm.” ifadelerini kullandı.
“Bu festival umut ve cesaret verecektir”
Yılmaz, yaptığı işin beğenilmesi, eleştirilmesi ve takdir edilmesinin çok güzel bir duygu olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
“Ben filmde Suriye savaşından ailesiyle birlikte kaçan fakat Yunanistan’a sığınmak isterken denizde ailesini kaybeden Meryem’i canlandırıyorum. Aslında filmin hikayesi Meryem’in ekseninde dönüyor ama senaristimiz ve yönetmenimiz Olgun Özdemir, Meryem’in hikayesini anlatırken bir yandan da çevresindeki karakterleri yansıtmayı tercih etmiş. Böylece birkaç açıdan insanın gitme ve kaçma hissine, aidiyet duygusuna ve günümüzde yaşanan mülteci sorununa değiniyor.”
Yılmaz, farklı büyüklüklerde birçok uluslararası festivalin düzenlendiğini belirterek, şunları kaydetti:
“Elbette festivaller, samimi ve kaygısız, sansürsüz bir biçimde gerçekleştiğinde sanatçının, kendi branşında yaratım ve üretim sürecini motive ediyor. Ayrıca seyirciyle sanatçıyı buluşturan, önemli bir alan. Türkiye’de kendini, fikrini, derdini ifade etmek isteyen ve bunun için destek bekleyen yüzlerce mezun sanatçı adayı var. Diliyorum ki ülkemizde de bütün sanat dalları için festivaller çoğalır. TUFFEST’in de böyle bir misyonu yüklenerek önemli bir adım attığını düşünüyorum. Ayrıca ilk festivalde ödül almış olmak çok hoş bir duygu. Çünkü yıllar sonra festival devam edip organizasyon daha da geliştiğinde ilk ödül alanların arasında olmak güzel bir hatıra olacak.”
“Aşık” filmiyle “Umut Veren Yönetmen” ödülüne layık görülen Bilal Babaoğlu ise ödülün bir yönetmen açısından güzel ve motive edici bir şey olduğu değerlendirmesini yaptı.
Babaoğlu, projenin Aşık Veysel’i merkeze aldığı bilgisini vererek, “Filmin konusu itibariyle de ödülü kıymetli buluyorum ve bunun gibi projelerin önünü açacağını ümit ediyorum. Umarım verilen ödüller kendi kültürümüzle, Türk halk müziğiyle, sazımızla, türkümüzle ve toprağımızla ilgili yapılacak yeni eserlere yol açar. Bu festival, bunun gibi konuları çalışmak isteyen bizden daha da genç arkadaşlara umut ve cesaret verecektir. Bu festivalin bu anlamda böyle bir filmi ödüllendirmesi çok kıymetli oldu.” diye konuştu.
Kosova yapımı “Genç Bayan” filmi adına Dostluk Ödülü’nü alan Birol Urcan da iki ülke arasındaki ilişkilerden dolayı en önemli ödüllerden birine sahip oldukları yorumunu yaptı.
Urcan, festivalin çok güzel geçtiğinin altını çizerek, festival boyunca farklı yönetmen, yapımcı ve oyuncularla tanıştıklarını ve yeni dostluklar kurduklarını sözlerine ekledi.
Trabzon Uluslararası Film Festivali
“Spor ve Gençlik” temasıyla 16 Ağustos’ta başlayan festival kapsamında ulusal, uluslararası ve belgesel dalında, kısa ve uzun metraj filmler yarıştı.
Türk sinemasının gelişmesine katkı sağlaması amaçlanan TUFFEST’e, Türk cumhuriyetlerinin yanı sıra İtalya ve Brezilya’dan çokça başvuru geldi.
Toplam 8 ülkeden uluslararası filmlerin katıldığı yarışmada, 12 ulusal film yer alırken, ulusal filmlere toplam 200 bin lira para ödülü verildi.
Festival boyunca Trabzon’un 7 ilçesinde, her akşam açık havada yaz sineması etkinliği yapıldı.
İsmail Güneş’in jüri başkanı olduğu “Uzun Metraj Film” dalında Aytekin Çakmakçı, Murat Özdemir, Ahmet Hoşsöyler ve Sayım Çınar jüri üyesi olarak görev yaptı.
“Kısa Metraj Film” dalının jürisini Haşim Akkaya, Haydar Şişman, Bülent Doruker oluştururken, “Belgesel Film” dalının jürisinde ise Rıdvan Akar, İsmet Yazıcı ve Yaşar Bedri Özdemir yer aldı.