Radyocu, radyo programcısı veya DJ dediğimde bir çok kişinin aklına ilk gelen; konuşmayı seven, düşüncelerini kelimelerle çok kolay ifade edebilme yeteneğine sahip, konuşarak para kazanan insanlar gelir aklınıza, hatta dinlediğiniz radyo programlarından hafızanıza kazınan birkaç ismin anonsları çınlar kulaklarınızda.
Size acı ama gerçek bir şey söyleyeceğim “Türkiye’nin en az konuşan meslek grubunun başında geliyor radyoculuk”
Hadi canım demeyin dinleyin radyoları ve ne kadar haklı olduğumu görün. Bu ne kadar büyük bir tezattır radyoculuk adına… Konuşması için para ödenen radyocular konuşmadan para kazanıyorlar..
Konuşan birkaç radyocu da siyaseten özellikle sabah programlarında muhalif duruşları ile dikkat çekmeye çalışıyor. Onların konuşmaları da ağırlıklı olarak siyaset…
Siyasete karşı değilim veya bu tarz programların karşısında değilim yanlış anlamayın ama radyocu hayatın ses bulmuş halidir, Radyolar demokrasinin merkezidir. Radyocu Aşk’ın Sevdanın, Acının, hasretin, Ayrılığın, Hayallerin, Umutsuzlukların vb. Ses Bulmuş Halidir. Cismi yoktur radyocunun, sesi vardır ve o ses hayatın ta kendisidir.
Sesi kelimelere hayat veremeyen, sosyal kültüre hakim olmayan ve gördüklerini, yaşadıklarını duyduklarını kendi süzgecinden geçirerek ifade edemiyorsan sen radyocu değilsin.
Biz radyoculuğu yaklaşık 10 yıl önce bıraktık ve yeni bir meslek edindik adını herkes biliyor ama kimse söylemiyor.