Bilim dünyasında son yıllarda sıkça tartışılan başlıklardan biri, erkeklerin soyunun gelecekte tehlikeye girebileceği yönündeki iddialar. Bu iddiaların temelinde, erkek cinsiyetini belirleyen Y kromozomunun genetik açıdan zayıf yapısı yatıyor. Peki gerçekten erkeklerin soyu tükeniyor mu, yoksa bu sadece bir şehir efsanesi mi?
Y KROMOZOMUNUN ZAYIFLIĞI
İnsanlarda cinsiyet kromozomları kadınlarda XX, erkeklerde ise XY şeklinde bulunuyor. Bilimsel araştırmalar, Y kromozomunun evrimsel süreçte giderek küçüldüğünü ve çok daha az gen taşıdığını ortaya koyuyor. Örneğin X kromozomunda yaklaşık 900’den fazla gen bulunurken, Y kromozomunda bu sayı 50 civarında.
Bu durum, bazı bilim insanlarının “Y kromozomu tamamen yok olabilir” öngörüsüne yol açtı. Özellikle Avustralyalı genetikçiler, Y kromozomunun milyonlarca yıl içinde kaybolabileceğini iddia ediyor.

KARŞIT GÖRÜŞLER: PANİK GEREKSİZ
Ancak tüm bilim dünyası aynı fikirde değil. Son yıllarda yapılan daha kapsamlı araştırmalar, Y kromozomunun sanıldığı kadar hızlı bir şekilde yok olmadığını, aksine kararlı bir yapıya kavuştuğunu ortaya koyuyor. Örneğin, Kopenhag Üniversitesi’nde yapılan bir çalışma, Y kromozomunun kendini koruyacak mekanizmalara sahip olduğunu ve milyonlarca yıl boyunca varlığını sürdürebileceğini gösteriyor.
İNSANLIĞIN GELECEĞİ TEHLİKEDE Mİ?
Uzmanlara göre, erkeklerin tamamen ortadan kalkacağına dair kesin bir kanıt bulunmuyor. Ancak bazı sorunlar dikkat çekiyor:
Sperm sayılarındaki düşüş: Dünya genelinde erkeklerin sperm sayılarında ciddi azalma gözlemleniyor. Bu, doğurganlık sorunlarını artırıyor.
Çevresel faktörler: Kimyasal maddeler, stres, yaşam tarzı değişiklikleri erkek üreme sağlığını olumsuz etkiliyor.
Genetik riskler: Y kromozomundaki bozukluklar, bazı erkeklerde doğurganlık problemlerine yol açabiliyor.
BİLİM İNSANLARININ YORUMU
Harvard Üniversitesi’nden genetik uzmanı Prof. Jennifer Graves, “Y kromozomu tarihsel olarak küçülmüş olabilir ama bugün stabilize olmuş durumda. Erkeklerin soyu tükenmiyor” derken; Oxford Üniversitesi’nden üreme biyoloğu Allan Pacey ise “Asıl endişelenmemiz gereken, çevresel kirliliğin erkek üreme sağlığı üzerindeki etkileridir” görüşünü dile getiriyor.