Sabah yazarı Engin Ardıç, bugünkü köşe yazısında Atatürk’ün ölüm tarihi olan 10 Kasım’daki anılarını anlattı. Çocukluğunda 10 Kasım’da gülmenin bile yasak olduğunu iddia eden Ardıç, Atatürk’ün ölüm yıl dönümünde her yerin kapalı olduğunu söyleyerek ‘Genelevler de kapalı mıydı, bilmiyorum’ dedi. Yazısının sonunda Yılmaz Özdil’e de gönderme yapan Ardıç’ın bu yazısı sosyal medyada tepkilere neden oldu.
Ardıç’ın “Gülmek yasaktı” başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:
10 Kasım 1958 günü törende güldüğüm için ihtar cezası aldım.
Yalnız o değil.
Okul bahçesinde bütün gün “üzgün üzgün dolaşmakla” yükümlüydük.
Azıcık neşeli görünen çocuk öğretmenler tarafından uyarılıyordu.
Koşmak, top oynamak falan da yasaktı.
Yeni kuşaklara fıkra gibi gelir ama gerçektir.
10 Kasım günleri, gerçi biz çocuklara bir şey ifade etmiyordu ama, içki içmek de yasaktı.
“Eğlence yerleri” de kapalıydı.
Tiyatro, sinema, gazino, her yer.
Çemiş taşra belediyesi mantığıyla, tiyatro ile gazino arasında da bir fark gözetilmiyordu. Hani ahlak zabıtasının kasabaya gelen her tiyatro topluluğundaki kadın sanatçıları “muayeneye tabi tuttuğu” yıllar…
Genelev de kapalı mıydı, çocuktum, bilmiyorum.
Sinemalarda ücretsiz olarak eski titrek belgeseller gösterilir, halk arasında bunlara “Atatürk filmi” denirdi. Beşon kişi seyrederdi.
İşin hoş yanı, bunların Muhsin Ertuğrul’un “Bir Millet Uyanıyor” filminden alınmış çakma belgeseller olmasıydı. Bunu sonradan öğrendik tabii.
Bütün bunlar da, “karşıdevrimci” olduğu söylenen Adnan Menderes Türkiyesi’nde oluyordu ha…
Aklımız ermeye koyulduğunda, Türkiye Cumhuriyeti’nde daha başka nelerin “çakma” olduğunu araştırmaya başladık.
Başlamaz olaydık…
Bugün 10 Kasım. Yılmaz’a 35 lira vermeyi unutmayın.
Sonra bir daha hiçbir 10 Kasım töreninde gülmedim ama ağlamadım da.
10 Kasım günleri gülmek yasaktı, ağlamak makbul sayılıyordu.