MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Zillet ittifakının Cumhurbaşkanı adayını 6+1 formatlı masa değil, dış güçler belirleyecektir” diyerek, “Biden’dan onay almadan adayımız budur diyemezler” ifadelerini kullandı.
Bahçeli, Bursa’da düzenlenen “2023’e Doğru: Aday Belli, Karar Net” mitinginde konuştu.
“Bu ne ki, daha bir şey görmediler”
Geçen hafta gerçekleştirdiği Sivas mitingine değinen Bahçeli, “Onbinlerce vatan evladı sel olup taştı, sağanak olup yağdı, bundan mülhem birilerinin de uykuları kaçtı. Kıskananların feleği şaştı, gözleri fal taşı gibi açıldı. 2023 yılında yapılacak Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçimlerinin ilk açık hava toplantısını Sivas’ta yaptık, siyasi kampanya döneminin meşalesini Sivas’tan yaktık. Huzurlarınızda Sivaslı kardeşlerimize, Amasyalı kardeşlerimize, Tokatlı kardeşlerimize, Çorumlu kardeşlerimize, Yozgatlı kardeşlerimize müteşekkir olduğumu ifade ediyorum. Geride kalan günlerde Sivas açık hava toplantımızı aklı eren de, ermeyen de, bilen de bilmeyen de, iyi niyetli olan da olmayan da devamlı konuştu, tartıştı. Bu ne ki, daha bir şey görmediler” dedi.
Bahçeli şöyle devam etti:
Allah’ın izniyle, milletimizin takdiriyle gördükleri, göreceklerinin yanında devede kulak kalacak. Turpun büyüğünün heybede olduğuna 2023 yılında mecburen tanık olacaklar. İlk açık hava toplantımızdan sonra zillete düşen odakları korku dağları sardı. Türkiye’ye diş bileyen mihraklar kabusla tanıştı. Sokak röportajlarıyla Cumhur İttifakını kötüleyip zillete methiye düzenler, sosyal medya kanalıyla algı düzenekleri kuranlar küçük dillerini yuttular. Türkiye’nin kendilerinden ibaret olmadığını çok açık idrak etmek zorunda kaldılar. Sadece kimyaları değil, matematikleri de bozuldu, bütün hesapları ters yüz oldu. Milliyetçi Hareket Partisi’ni küçümseme ve küçük görme yanlışına düşen soytarılara diyorum ki, cesaretiniz varsa Sivas’tan sonra gelin de Bursa’ya bir bakın.
Bahçeli’den anket şirketlerine: Ciğerinizi biliriz
“Ey parayı verenin düdüğünü çalan kiralık anket şirketleri, biz sizin ederinizi de, ciğerinizi de, cibilliyetinizi de, ciddiyetsizliğinizi de çok iyi biliriz” diye seslenen MHP lideri, “Bizim anketlerimiz maaşa bağlanmış paragöz kamuoyu araştırma şirketleri değil, Bursa’dır, Balıkesir’dir, Çanakkale’dir, Bilecik’tir, Yalova’dır, A’dan Z’ye büyük Türk milletidir. Türkiye düşmanlarına piyonluk yapan bir avuç devşirme istedi diye ülkülerimizin kubbesi asla devrilemez” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı adaylarının belli, kararlarının ise net olduğunu bildiren Bahçeli, “Sözümüz sözdür; değerli adayımızın da, kararımızın da sonuna kadar arkasındayız. Bulanık sularda balık avlama merakında değiliz. Uçurum kenarlarında oyalanma arayışında değiliz. Meçhul ve müphem bir istikametin kulvarına sürüklenme niyetinde değiliz. Hele hele Türkiye’nin zillete düşmesine katiyen tahammül edecek değiliz. Bu nedenle adayımız belli, kararımız nettir. Nitekim Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır” dedi.
Son günlerdeki sancılı gelişmelerin ardından “zillet ittifakı paramparçadır” diyen Bahçeli, şöyle devam etti:
Bu ittifakın çatısını alev almıştır. Altılı masa çatlamış, patlamış, batağa saplanmıştır. Paçası tutuşan, korkuya kapılan Kılıçdaroğlu, “inadına beraber olacağız” demek zorunda kalmıştır. Kılıçdaroğlu bilmelidir ki, beraberlik inatla değil inançla olur, ihtiramla olur. Nitekim zillet ittifakında inanç yoktur, ilke yoktur, irfan yoktur, irade kesinlikle yoktur. Bu ittifak Türkiye’yi ‘Ahtapot Yönetimine’ mahkum etmek için fırsat kolluyor. Ahtapotun altı kolu, iki ayağı olduğu son yapılan araştırmalarla belli olmuştur. Zillet ittifakı ahtapot gibi Türkiye’ye sarıp kemirmenin çabasındadır. Ahtapotun altı kolu bilinmektedir, diğer iki ayağı ise HDP ile emperyalizmin ana unsurlarından ibarettir. Bizim ahtapot siyasetine feda edilecek bir ülkemiz olamayacaktır. Bizim peşkeş çekilecek milli servetimiz, rehin edilecek milli varlığımız, yüz çevrilecek tek bir insanımız söz konusu değildir.
“Zillet ittifakının içinden malumu ilan eden, en azından dürüst açıklamalarda bulunan siyasetçiler de vardır, son günlerde bunların iddiaları altılı masayı zelzele gibi sallamış, neredeyse devirme noktasına getirmiştir” diyen MHP lideri şunları kaydetti:
HDP’nin desteğiyle büyükşehir belediyelerini kazanan partiler, şimdi HDP’ye bakanlık vaatlerinin ifşa edilmesiyle tartışmaların içine gömülmüşlerdir. İttifak içi sürtüşmeler ileri bir aşamaya taşınmıştır. HDP’ye bakanlık vermek demek teröristlerin tıpkı belediyeler gibi bakanlıklara yerleşmesi demektir. HDP’ye bakanlık sözleri PKK’nın devlete tutunması, ihanetin ve melanetin konuşlanması demektir. Böylesi bir zillet Türkiye’ye reva görülemez, bu hıyanete Türk milleti asla müsaade etmez, edemez, etmeyecektir. Tepkilerin yükselmesi üzerine CHP’nin zoraki geri adımı bütünüyle taktikseldir, günü kurtarmaya dönük kurnazca bir manevradır. Zira bariz stratejileri HDP’yle ortaklıktır. CHP ve diğer zillet partileri bebek katiliyle, terörist Demirtaş’la, Sorosçu Kavala’yla işbirliği halindedir. Gizli ajandaları, gizli gündemleri HDP’yle koalisyon kurmak, PKK’ya bakanlık vermektir. İP’te bulunup fikri mazilerine bağlı kaldıklarını iddia edenler HDP’yi nasıl hazmedeceklerdir? Tiyatrodan ibaret karşılıklı atışmalar yaşansa da, bu zillete nasıl tamam diyeceklerdir? CHP’li belediyelerden ihale ve makam koparma peşinde koşanlar iyi olamazlar, milli olamazlar, ahlaklı hiç olamazlar. Gizli kapaklı ilişkilerin deşifre olmasıyla alayı telaşlanmıştır.
Zillet ittifakının asıl sorunu Cumhurbaşkanı adayının hüviyetinde düğümlenmektedir. Bu kapsamda sinir ve siyaset harbi yaşanmaktadır. Gerilim tavan yapmıştır.
Hepsinin meselesi çıkarlarının tahkimi ve takviyesidir. Türkiye’yi düşündükleri yoktur. Hiçbir projeleri yoktur. En küçük hazırlıkları yoktur. Tek söyledikleri geçmişin tekrar tesis gayesi, yani miadını doldurmuş olan Parlamenter Sistemi yeniden inşa gayretidir. 6+1 formatlı masanın altında ve üstünde yer alan her parti başkanının aday profili başkadır. Pazarlıklar kızışmış, rekabet hızlanmış, karşılıklı kuyular kazılmıştır. Kılıçdaroğlu, altılı masada çatlak olmadığını, parti başkanlarının uzlaşması halinde Cumhurbaşkanlığı adaylığına hazır olduğunu açıklarken bir yalvarmadığı kalmıştır. Bunlar hala aday kim olacak onu tartışıyorlar. HDP’nin ağzına bir parmak bal çalarak masanın altında tutmaya çalışıyorlar. Bursa’dan söylüyorum, zillet ittifakı kaostur, krizdir, kifayetsizliktir, Türkiye’yi onlarca yıl geriye götürme projesidir. Zillet ittifakı çıkarcıların ortaklığı; mal paylaşımının, ganimet bölüşümünün müşahidi, makam ve koltuk hırsıyla yoldan çıkanların ana mihveridir. Boşuna milletimizi meşgul etmesinler. Boş boş konuşup da gündemi kirletmesinler. Zillet ittifakının Cumhurbaşkanı adayını 6+1 formatlı masa değil, dış güçler belirleyecektir. Biden’dan onay almadan adayımız budur diyemezler. Türkiye düşmanlarının elini eteğini öpmeden aday çıkaramazlar. Kılıçdaroğlu’nun “FETÖ’cüleri göreve iade edeceğim” demesi özellikle ABD’ye verilmiş güvencedir, ne isterseniz yaparım, kanlı ve hain senaryolarınıza hizmet ederim, mesajıdır.
“Erdoğan bir kez daha Cumhurbaşkanı seçilmelidir”
“Halbuki bizim adayımız belli, kararımız nettir” ifadelerini kullanan Bahçeli, “Sağlam irade, milletin adamı Sayın Recep Tayyip Erdoğan bir kez daha Cumhurbaşkanı seçilmelidir” ifadelerini kullandı.
“Siyasi istikrarı kurumsallaştırdık”
MHP lideri şöyle devam etti:
Şayet son dört yıllık sürede Parlamenter Sistem hakim olsaydı, yıkılan hükümetler, erken seçimler, istikrarsızlık ve huzursuzluk öne çıkar, maalesef kaybolan yıllara yenileri ilave edilmiş olurdu. Dahası terörle mücadele bu kadar yüksek bir kararlılıkla yapılamaz, Kovid-19 salgınıyla tesirli mücadele edilemez, dış baskılara, dış dayatmalara, kanlı provokasyonlara ve pek çok sıkıntıya bu derecede direnç gösterilemezdi. Bu düşüncelerimin neresinde abartı veya hata vardır? Bu mukayeseli değerlendirmelerime sağduyulu hangi insanımız karşı çıkacaktır? Parlamenter Sistem sorun çözme kabiliyetini yitirmişti. Devlet hayatında yetki ve sorumluluk karmaşası egemen olmuştu. Hükümet bunalımlarından millete hizmete bir türlü sıra gelmiyordu. Biz Cumhur İttifakı olarak milletimizden aldığımız güçle bu olumsuz tabloya neşter vurduk. Yönetim sistemimizde kalıcı ve köklü bir reform yaptık. Siyasi istikrarı kurumsallaştırdık, devlet ve millet dayanışmasını üst bir seviyede güncelledik, daha da kuvvetlendirdik. Bu milli kazanımın, bu demokrasi başarısının neresi ucubedir? Neresinde tek adamlığın lekesi bulunmaktadır? Parlamenter Sistem’in krizlerinden beslenenler, kargaşaya ve karanlığa umut bağlayanlar hiç mi utanmıyor? Hiç mi sıkılmıyor? Hiç mi vicdan sızısı çekmiyor?