Yaşlanma belirtileri, çizgiler ve kırışıklıkların giderilmesinde uygulanan pratik bir yöntem olan botoks, gün geçtikçe daha fazla kadın tarafından tercih ediliyor.
Mimiklerini fazla kullanan, cilt yapısı ince ve kuru olan bireyler, genellikle botoksu erken yaşlarda tercih etse de, botoksa 20’li yaşların sonları ve 30’lu yaşların başında başlamak daha uygundur.
Güneş ışınlarına fazla maruz kalma, düşük koruyucu faktörlü güneş kremi kullanımı, sigara içme gibi etkenler, botoksun erken yaşlarda uygulanmasını gerektirebilir.
Botoks, aşırı mimik hareketlerini engelleyerek, çizgilerin ve kırışıklıkların oluşumunu önlemeye yönelik bir tedavi yöntemidir. Mimik kullanımı, özellikle alın, kaş arası, göz ve ağız çevresinde erken yaşlardan itibaren çizgilerin oluşmasına yol açabilir. Bu kırışıklıkların ilerleyen yıllarda kalıcı hale gelmesi zor olabileceğinden, kırışıklıklar oluşmadan önce önlenmesi, genç ve taze bir görünümün korunması adına botoks uygulaması tercih edilmektedir.
Önleyici botoks tedavisi, kırışıklıkların henüz derinleşmeden kontrol altına alınmasını sağlar. Tekrarlanan mimik hareketlerinin sınırlanması, kırışıklık oluşumunu engellemeye yardımcı olur. Bu sayede, kırışıklıklar henüz oluşmadan önce tedavi edilebilir.
Önleyici botoks uygulamasının 20’li yaşların sonları ve 30’lu yaşların başlarında yapılması, en etkili sonuçları verecek yaş aralığı olarak kabul edilmektedir. Bunun nedeni, kırışıklıklar tam olarak oluşmadan önce müdahale edilmesinin daha verimli olmasıdır. Çoğu kişi, ilk çizgiler ve kırışıklıkları 30’lu yaşların başlarında fark eder. Ancak, genellikle 30’lu yaşların sonlarına kadar bu çizgiler derinleşmez. Yine de, mimik kullanımı fazla olmasa da özellikle kaş arası ve göz çevresindeki çizgiler bu yaşlarda daha belirgin hale gelebilir. Bu nedenle, bu yaş diliminde botoks uygulamasına başlanması, estetik açıdan doğru bir seçenek olarak görülmektedir.
Genetik faktörlerin yanı sıra güneş ışınları, alkol ve sigara kullanımı bireylerde erken yaşlarda kırışıklıklar oluşmasına neden olabilmektedir. Stres faktörü 30’lu yaşların başındaki kişilerde kırışıklık oluşmasının en önemli etkenlerinden biri haline gelmektedir. Bunun nedeni stresin cildin kendini iyileştirme kabiliyetini yavaşlatmasıdır. Cildin doğal bariyeri normal şartlar altında ciltte nemin tutulmasına yardımcı olma özelliğine sahip bulunmaktadır. Ancak parçalanması durumunda cildin erken yaşlanmasına yol açan en önemli etkenlerden biri haline gelmektedir.
Otuzlu yaşlarda birçok kişinin gözlerinin köşelerinde kaz ayaklarının oluşmaya başladığı görülmektedir. Bunun en önemli nedeni göz çevresindeki cilt yapısının çok daha ince olması ve bu bölgede bulunan bezlerin daha az yağ salgılamasıdır. Bu faktörlerin etkisiyle söz konusu bölge kırışık oluşumuna çok daha duyarlı bir yapıya sahip olduğundan ilk çizgilerin genellikle burada oluştuğu bilinmektedir.
Botox uygulaması ile kaz ayaklarının tedavisi çok etkili bir yöntem olup bölgedeki kırışıklıkların yumuşatılmasını sağlamaktadır. Ancak botoks enjeksiyonu yapılırken göz çevresinde bulunan kırışıklıkların doğal bir gülümsemenin en önemli unsuru olduğu unutulmamalı ve doğallığı koruyacak dozda enjeksiyon yapmaya özen gösterilmelidir. Göz çevresine fazla dozda botoks enjeksiyonu yapılması doğallığın bozulmasına ve samimiyetten uzak bir gülüş sergilenmesine neden olmaktadır. Bu nedenle yapılması gereken kaz ayaklarının tamamen dondurulması değil yumuşatılması olmalıdır.
Güneş ışınları, alkol ve sigara tüketimi gibi faktörler, genetik yatkınlıkla birleşerek erken yaşlarda kırışıklıkların oluşmasına neden olabilir. Bunun yanı sıra, stres de 30’lu yaşların başında kırışıklıkların en belirgin sebeplerinden biri haline gelmektedir. Stres, cildin kendini onarma yeteneğini yavaşlatarak, yaşlanma sürecini hızlandırabilir. Cildin doğal bariyeri, normalde nemi tutarak koruyucu bir rol oynar. Ancak bu bariyerin bozulması, cildin erken yaşlanmasının temel nedenlerinden biri olur.
30’lu yaşlarda, göz çevresindeki ince cilt yapısı ve yağ bezlerinin düşük aktivitesi nedeniyle kaz ayakları adı verilen kırışıklıklar sıkça görülmeye başlar. Bu bölge, daha hassas olduğu için ilk çizgiler genellikle burada meydana gelir.
Botoks, kaz ayaklarının tedavisinde oldukça etkili bir yöntemdir ve bu sayede göz çevresindeki kırışıklıkların görünümünü yumuşatır. Ancak, botoks uygulaması yapılırken göz çevresindeki kırışıklıkların doğal bir gülümseme için önemli bir unsur olduğu göz önünde bulundurulmalıdır. Fazla dozda botoks enjeksiyonu, doğal ifadeyi bozarak gülüşün samimiyetini kaybettirebilir. Bu yüzden, kaz ayaklarının tamamen ortadan kaldırılması yerine, sadece hafifçe yumuşatılması gerektiği unutulmamalıdır.