CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu hakkında açılan soruşturmaya ilişkin, “Biz milleti arkamıza alarak siyaset yapıyoruz. Onlar yargıyla şununla bununla tehdit ederek korkutacaklarını sanıyorlarsa bu tehditlere pabuç bırakmadık, bırakmayacağız.” dedi.
Tezcan, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, Türkiye ve dünya gündeminin çok hareketli olduğunu söyledi.
Rıza Sarraf’la ilgili casusluk soruşturması başlatıldığını belirten Tezcan, Sarraf’ın devletin gizli kalması gereken belgelerini casusluk amacıyla kullandığı için mal varlıklarına el konulduğunu hatırlattı. Mallarına el konulmanın gecikmiş olmakla beraber doğru bir karar olduğunu vurgulayan Tezcan, “Burada izaha muhtaç bir soru var; casus mu? Casus, şüphe yok. Peki bu casusun hamisi, koruyucusu kim? Bugüne kadar kim buna devletin imkanlarını açmış, casusluk yapabilmesi için o imkanları tanıyan kim? Devletin sırlarını veren kim?” diye konuştu.
MİT’in 18 Nisan 2013’te o dönem başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan’a Sarraf’la ilgili bir rapor sunduğunu belirten Tezcan, bu raporun kişiye özel olduğunu ifade etti.
Raporda, doğrudan başbakana, “Bu Rıza Sarraf karışık işler yapıyor. Bazı hükümet üyeleriyle yaptığı karışık işler var. Hükümete, ülkeye zarar verecek ilişkileri var bunun” dendiğini söyleyen Tezcan, başbakanın raporla ilgili gereğini yapmadığını, raporun sümen altı edildiğini savundu.
Tezcan, “Yolsuzluk soruşturmasını kapattılar, rüşveti akladılar. Dört bakanı parmak hesabıyla parlamentoda kurtardılar. Bugün ‘casus’ dedikleri kişiyi aklayan, Sayın Erdoğan’ın başbakan olduğu hükümet. Bu siyasi irade.” ifadesini kullandı.
“Rıza Sarraf ile ilgili herkes konuştu, ama çok ilginçtir Sayın Erdoğan’ın Sarraf’la ilgili olumsuz net bir ifadesini duymadık.” diyen Tezcan, “Bunlar sümen altı ustaları. Rıza Sarraf’la ilgili dosyayı sümen altı ettiler. FETÖ ile ilgili bir MGK raporu vardı, onu da sümen altı ettiler. FETÖ’ye de Sarraf’a da casus diyorlar. Ne kadar casus varsa dosyalarını siz sümen altı ettiniz. Bu hükümet casus mıknatısıdır. Ne kadar casus varsa çekip toplayıp, sineyidevlete yerleştiriyorlar.” değerlendirmesini yaptı.
Bülent Tezcan, bir casusu devlete yerleştirmenin adının “vatana ihanet” olduğunu savunurken, şunları söyledi:
“Hükümete çağrımız şudur; daha önce evin mahkemesini prangaladınız, elin mahkemesine mahkum ettiniz. Gelin Türkiye’de bu dosyayı yeniden açalım. Rıza Sarraf ve suç ortakları yeniden Türkiye’de yargılansın. TBMM bu dosyaları yeniden ele alsın, gelin el birliği içerisinde bu yargılamaları Türkiye’de yapalım. İran nasıl yaptıysa öyle yapalım. Ciddi devlet öyle yapar. Kimseye söyleyecek söz bırakmayalım. Bu çıkış yolunda buluşmaya hazırız.”
“Bu sorular cevaba muhtaç”
Açıkladıkları belgelerle ilgili çok fazla tartışma yaşandığını dile getiren Tezcan, belgeleri savcılığa vermelerine rağmen hala “sahte” dendiğini ifade etti.
Ortada hala açıklanmayan bir ticaret olduğunu iddia eden Tezcan, “Sayın Erdoğan, ‘şirket sattılar’ dedi. Tekrar soruyoruz; Sayın Erdoğan akrabalarımızın sattığı bu şirketin adı ne? Nerede, ne zaman kurulmuş, o güne kadar hangi faaliyetleri yapmış, ortakları kimler? 15 milyon dolar alıp satmış akrabaların, sermayesi ne kadar bu şirketin? Kazancı ne kadar? Bugüne kadar kaç lira vergi ödemiş? Bu sorular cevaba muhtaç ve milletin bilmesi gereken sorular.” diye konuştu.
Bu sorulara cevap verilmediği gibi kendilerine yönelik ağır hakaretler edildiğini savunan Tezcan, “Ortak bir küfür şürekası kurulmuş. Ağızlarını açtıklarında kir pas akıyor. Bütün gerçekleri küfürle örtme gayretindeler. Ama öyle yağma yok.” dedi.
Bugüne kadar yargı yoluna başvurmadıklarını ancak bundan sonra kendilerine küfür veya hakaret savuranlar ile mahkemelerde, hukukun önünde hesaplaşacaklarını bildirdi.
Tezcan, CHP avukatlarının çalışma yaptığını ve bunlarla ilgili en kısa sürede dava açılacağını belirtti.
“Bu sözü söylediğiniz bir ülkeye yatırımcı gelir mi?”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iş adamlarıyla ilgili yaptığı açıklamaya tepki gösteren Tezcan, şöyle devam etti:
“Bu söylenecek bir söz mü? Bu millete bu kötülük niye? Bu sözü söylediğiniz bir ülkeye yatırımcı gelir mi? İflaslarla beraber bir kriz çıkmasını mı bekliyorsunuz? ‘Memleket harap olsun’ diye bir kriz çağrısı mı yapıyorsunuz? Sözün ölçüsünü kaçır, ondan sonra düzeltmeye çalış. Bütün dünyadaki yatırımcılara sesleniyorum; bu sözlere kulak asmayın. Türkiye büyük bir ülkedir, esaslı bir kurumsal birikimi vardır. Türkiye’de siyaset sadece AK Parti’yi yönetenlerden ve bu hükümetten ibaret değildir. Türkiye’yi güvenli bir ülke haline getirmek hepimizin görevidir. Bu sözlere itibar etmeyin. Türkiye, CHP’nin önümüzdeki süreçte bütün tahribatları ortadan kaldıracağı bir iktidara gebedir. Umutsuzluğun tacirlerine asla prim vermeyeceğiz. Türkiye’yi bu anlayıştan inşallah ilk seçimlerde kurtaracağız. Sözünü bilmeyenlerin ülkesi olmaktan Türkiye’yi çıkaracağız.”
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında Cumhurbaşkanına hakaretten soruşturma başlattığı belirtilerek “Bugün Hayati Yazıcı bir televizyon programında ‘Her hafta suç işleyen bir genel başkan var. Soruşturma değil, kovuşturma da gerekir.’ dedi ve ilk kez Kılıçdaroğlu’nun dokunulmazlığını tartışmaya açtı.” denilmesi üzerine Tezcan, şunları söyledi:
“Buyursunlar. Meclis’te çoğunlukları var. Hodri meydan. Genel başkanımız siyaseti onların inayet ve icazetiyle yapmıyor. Hakaret arıyorlarsa bir küfür ve hakaret şürekası oluşturmuşlar her yere hakaret ediyorlar. Ana muhalefet partisine hakaret ediyorlar, iş adamlarına hakaret ediyorlar. Oysa bu ülkede ihanetin adı bunların yönetim dönemidir. İhanetin tescili bunların elinde. Kimseye kaptırmazlar, ihanet meselesini, vatana ihanet meselesini ama başkalarına iftiraya gelince önlerine geçilmiyor. Buyursunlar, hodri meydan, parlamento orada. Biz milleti arkamıza alarak siyaset yapıyoruz. Onlar yargıyla şununla bununla tehdit ederek korkutacaklarını sanıyorlarsa bu tehditlere pabuç bırakmadık, bırakmayacağız.”
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, açıkladıkları belgelerle ilgili değerlendirmelerinin sorulması üzerine Tezcan, “AK Parti’yle ilgili verdiğim yanıtların hepsi aslında Bahçeli’ye de yanıttır.” dedi.
Taşeron işçilikle ilgili soruyu da yanıtlayan CHP Sözcüsü Tezcan, hükümetin kadro verme niyetinde olmadığını ve farklı açıklamalar yapıldığını savundu.
Tezcan, taşeron çalışanlara kadro verilmesinin sonuna kadar takipçisi olacaklarını bildirdi.