Myanmar’ın Arakan (Rakhine) eyaletinde ordu ve Budist milliyetçileri, sivilleri hedef almaya devam ediyor.
Arakanlı Müslümanlara (Rohingya) ait güvenilir sivil toplum kuruluşu (STK) ağları ve yerel kaynaklardan derlediği bilgilere göre, Arakan’da Müslüman nüfusun yoğunlukla yaşadığı Maungdaw, Buthidaung ve Rathidaung kentlerinde Myanmar ordusu ve Budist milliyetçilerin saldırıları sürüyor.
Son 6 günde Maungdaw, Buthidaung ve Rathidaung’daki 60’tan fazla köy boşaltılırken, bu köylerden onlarcası ateşe verildi.
Bu üç bölgedeki çok sayıda noktada sivillere yönelik katliamlar yaşandığı bilgileri gelmeye devam ederken, kaynaklar, ölü sayılarını zaman zaman yüzlerle zaman zaman da binlerle ifade ediyor.
Ancak bölgeye erişimin ordu tarafından yasaklanması nedeniyle Arakan’a uluslararası gözlemciler ya da STK’lar giremiyor. Bu nedenle hayatını kaybedenlerin sayısı kesin olarak saptanamıyor.
Arakanlı Müslümanların Bangladeş’e geçiş mücadelesi
Saldırılardan kaçmayı başaran ya da hedef olmaktan korkan çok sayıda Arakanlı Müslüman, Bangladeş sınırına doğru kaçıyor.
Bangladeş hükümetinin engellemelerine rağmen 20 binden fazla Arakanlı Müslüman, ülkeye yasa dışı yollardan giriş yaptı. On binlercesi ise sınıra yakın bölgelerde bekleyişlerini sürdürüyor.
Arakan’daki şiddet olaylarından kaçan Arakanlı Müslümanların bulunduğu teknenin gece saatlerinde Naf Nehri’nde alabora olması sonucu 10 çocuk ve 9 kadın cesedi Bengal Körfezi’ne vurmuştu.
Myanmar-Bangladeş sınırındaki Naf Nehri, yıllardır uğradıkları zulümden kaçan Arakanlı Müslümanların kaçış noktası. Arakanlı Müslümanlar nehirden geçerek Bangladeş’in Teknaf kentine ulaşmayı, oradan da Arakanlı mülteci kamplarının olduğu Bangladeş’in Cox’s Bazar kentine geçmeyi amaçlıyor.
Olayların gelişimi
Eski Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Kofi Annan öncülüğündeki Arakan Soruşturma Komisyonu’nun raporu, 23 Ağustos’ta Myanmar hükümetine sunulmuştu.
Rapor, Müslümanlara birtakım haklar tanınmasını öngörüyordu.
Uluslararası kamuoyunda raporun gündeme gelmesiyle Arakan’da polis ve sınır karakollarına saldırılar gerçekleşti. Ordu, saldırıları gerekçe göstererek Müslüman azınlığın yaşadığı bölgelerde yıkım ve katliama başladı.