“Fatih Terim aradı bir gün. ‘Acun bir çocuk var, Survivor’a katılmak istiyor. Oluyorsa bir düşünür müsün?’ dedi. Ben de, ‘Tamam hocam, sizden geliyorsa tabii ki ilgileniriz’ dedim. Çocuk geldi, iyi bir çocuk ama bir Survivor değil. O ışığı göremedim”
Çocuğa da durumu anlatmam lazım. Dedim ki: Bizim durumu şöyle anlatayım. Bİzim iş çok ciddi. Şöyle bir örnek verebilirim. Ben topçu yollasam Fatih Terim oynatacak mı? Ama çok güzel anlattım bunu. Birkaç gün sonra Fatih Hoca aradı. “Acun” dedi, “arkadaşla ilgilenmişsin sağol” dedi. “Ne demek hocam tabii ki ilgileneceğim” dedim. “Bir şey demişsin” dedi. “Ben yollasam Fatih hoca oynatacak mı? demişsin”. “Çok güzel söylemişsin” dedi. Ben de övgü almayı bekliyordum o an. Fatih Terim’in cevap şu: Biz bunu hak edecek ne yaptık?
Survivor’da kullandığım araçlar benim değil. Çekim için kullandık. Onlara binecek kadar düşmedim daha. Benim Survivor’a girişlerim 7 senedir bir klasik. TIR’la geldiğim de oldu, yarış motosikletiyle de geldim. Sürat teknesiyle geldim…
Benim Survivor’daki yarışmacılarla ilgili keskin yorumlar yapmam olmaz ama ben çok açık sözlü biriyim. Benim O Ses Türkiye’de de, Survivor’da da kendi içimde ‘kazansa’ dediklerim oluyor. Ben de insanım, ben de sizin gibi izliyorum. Ben bu işten çok zevk alıyorum. Ve o bilinmezlik, kim kazanacak, kim kaybedecek? Orada ister istemez birilerine daha yakın hissediyorsun. İhtiyacı olanı hissettiğin zaman ‘o kazansın’ diyorsun. Bunları hep yaşıyorum. Doğal olarak olayın bir parçasıyım. Şuanda hayal kırıklığına uğradığım 2-3 tane isim net var.