Radyo deyince aklınıza ne geliyor?
Bir düşünün radyo deyince aklınıza gelenleri hatta beraber düşünelim isterseniz bakalım aynı ortak noktada buluşacak mıyız sizinle?
Aslında yazmaya sıkılıyorum, uzun süredir yazmak için oturmadım bilgisayar başına sebebi biraz önce sorduğum sorunun cevabında gizli aslında.
Radyo artık heyecan vermiyor, radyo artık kendine has olan bütün değerlerinden uzakta. Çalışanların hak ettiği değeri görmediği ve bu ölçüde ekonomik gelire sahip olduğu bir sektördeyiz. Yaptığımız işin övgüye değer bir tarafı kalmadı, Övgüye değer emeklerimizi de yöneticileriniz zaten görmez, onlar bardağın dolu tarafını düşünmezler bizlerde bu boş düşünceyi zaten sindirdik ama son yıllarda dinleyicinin radyolara katılımı da dibe vurunca özgüven eksikliği de ekleniyor yaptığımız işe.
Radyo sektöründe geleceğinizi tahmin etmeniz zor. Bir kurumda kabiliyetinizden çok sistemin adamı olup olmadığınız önem kazanmış durumda, radyoda sesiniz varsa probleminiz yayının kalitesi değildir, sistemin ruhunuzda bıraktığı izlerdir. Potansiyelinizi görmekten ziyade kendi düşünce potansiyelinde iş bekleyen yöneticiler varken kime neyi anlatacaksınız.
Sektörde kalite eksikliğinin ana kaynağı da yine bu soruda gizli. Radyo deyince aklınıza ne geliyor? Her gün gezdiğimiz frekanslarda ucuz anonsları pahalı seslerden dinliyoruz yada bir radyocunun kendi olamama acısını hissediyoruz kulaklarımızda.
Aslında yöneticilerimiz dinleyicilerimizden çok önce bırakmıştı radyo dinlemeyi? Radyo deyince sorusunun algısında cevap bulamayacak kadar acınası kalmasının nedeni belki bizimde artık umudumuzu kaybetmiş olmamızdır.
Radyo Deyince Ne Geliyor Aklıma? Yüreğimden ve aklımdan atıyorum içine, sevinçlerimle tatlandırıyorum, dostluk ve samimiyetle şekillendiriyorum, ömür fırınında biraz pişirmek gerekiyor kelimeleri ve aşkla servis ediyorum sesime.. sesim bir şarkının notasında kanatlanıyor, sesim bir başka yürekte ses buluyor.
Radyo deyince aklınıza ne geliyor?
