Düşünün… Her sabah ve akşam kullandığınız diş fırçanız, mikroskobik ölçekte adeta bir orman gibi, milyonlarca bakteri, mantar ve virüse ev sahipliği yapıyor. Eskiyen kıllar, su damlacıkları ve tükürük bir araya gelince, diş fırçanızda mide bulandırıcı bir ekosistem oluşuyor.
Almanya’dan mikrobiyolog Marc-Kevin Zinn, diş fırçasındaki mikropların üç kaynaktan geldiğini söylüyor: ağzınız, cildiniz ve fırçanın bulunduğu ortam. Hatta yeni alınan fırçaların yarısının bile çeşitli bakterilerle kirlenmiş olabileceği ortaya çıktı!
Peki, bu mikroplar ne kadar tehlikeli? Çoğu zararsız olsa da bazıları diş çürümesine ve diş eti iltihaplarına yol açabiliyor. Hatta Escherichia coli, Staphylococcus ve pamukçuk yapan Candida gibi ciddi bakteri ve mantarlar da tespit edilebiliyor. Özellikle banyolar, sıcak ve nemli ortamları sayesinde bu mikropların çoğalması için ideal bir yuva sunuyor.
Tuvalet sifonunu çektiğinizde oluşan “tuvalet bulutu”, grip, COVID-19 ve norovirüs gibi hastalıkları taşıyan damlacıkları havaya karıştırabilir. Uzmanlar, fırçanızı klozete yakın yerlere koymamanızı öneriyor.
Peki, bu mikroplardan nasıl korunabilirsiniz? İşte basit ama etkili yollar:
*Fırçayı dik konumda açıkta kurumaya bırakın.
*Her üç ayda bir fırçayı değiştirin, bağışıklığı zayıf kişilerde süre daha kısa olmalı.
*Klorheksidin veya setilpiridinyum klorür içeren ağız gargaralarında 5-10 dakika bekletmek fırçayı dezenfekte eder.
Bazı araştırmalar, probiyotik diş macunlarıyla fırçada sağlıklı bakterileri desteklemenin mümkün olduğunu gösteriyor. Böylece diş fırçanız, risk değil koruma sağlayan bir araca dönüşebilir.
Kısacası, diş fırçanızı sadece değiştirmek değil, doğru şekilde saklamak ve temizlemek de ağız sağlığınız için kritik önemde. Belki de bir kez daha banyodaki fırçanıza bakmanın ve onu biraz daha uzağa koymanın zamanı gelmiştir…