Sporla ilk tanışması 11 Yaşında başladı. Fatma Törehan Gazi Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu spor yöneticiliği bölümü mezunu. 2009 yılından itibaren taekwondo branşında milli sporcu olan Törehan MEDYAALEMİ.COM’A Özel açıklamalarda bulundu
Taekwondoya nasıl başladın?
Taekwondoya 11 yaşımda bir akrabamızın ziyaretinde taekwondoya gittiğini öğrendikten sonra, rahmetli babamın savunma sporlarına karşı ilgisi varken çeşitli zorluk içinde gerçekleştirememesinden, yapamamasından dolayı benim yapmamı istemesiyle başladım. Erkeklere karşı kendimi savunmam gerektiğini de söylerdi hep.
Hayat hikayenden bize biraz bahseder misin?
31 yaşındayım. Gazi üniversitesi Beden Eğitimi Yüksek Okulu mezunuyum. Geçen yıl atanmış bir Beden Eğitimi Öğretmeniyim. 5. Kademe Taekwondo Teknik direktörlüğü ünvanına ve aynı zamanda 1.Kademe Wellness ile Bocce Antrenörlüğüne sahibim. Üniversite zamanımda Korfbol branşıyla uğraştım ve Gazi Üniversitesi temsil ederek gümüş madalya kazanmıştım. Üniversitem sayesinde birçok branşlar ilgilendim.
Küçüklüğümde kendini ifade edemeyen, öz güvensiz, çekingen ve sessiz biriyken; spor hayatımla tamamen değişen güçlü, azimli ve umutlu bir kız haline geldim. Yaşadığım her şeye karşı pozitif yaklaşan, bir o kadar duygusal biriyim. Spor hayatım bana güzellikler, başarı getirdiği gibi, maddi manevi zorluklar, olumsuz düşünceli insanlar, baskı da getirdi. Herkes hemen başarılı olmak ister elbette, fakat ben başarıyı biraz geç yakalayanlardanım. Geç olsa her biri çok güzel ve anlamlıydı benim için her şeye şükrediyorum. Sadece babamın başarılarımı ve öğretmen oluşumu görememesi hep yüreğimi burkan bir sızı olarak kendini hissettiriyor.
Seni kim teşvik etti bu spora kaç yaşındaydın başladığında ?
İlk 11 yaşında başladım fakat kardeşimin Taekwondoya gidiyorum diyerek okulun çoğuyla kavga etmesinden dolayı ve bir de evimizin yakınındaki kulübümüz uzaklaştığı için götürecek kimse olmadığından 4 yıl kadar ara vermiş oldum. 15 yaşımda aynı hocamın evimizin yakınına spor kulübü açmasıyla 16 yıllık Taekwondo hayatıma yeniden başlamıştım.
Kariyerin başarılarla dolu. Aklında kalan en iyi ve en kötü maçın var mı?
En iyi diyebileceğim yarışma 2015 yılında Sırbistan’da yapılan Avrupa Şampiyonası’nda Şampiyon olduğum zamandı. İlk defa İstiklal Marşımızı okutmuştum. Ve çok zorlu bir müsabakaydı. Eşleşmeli bir yarıştı ve çoğu ülkeyi eleyerek Şampiyonluğa ulaşmıştık. Bir de aynı yıl 1 ay sonra Kore’de gerçekleşen Üniversiade(Üniversite Olimpiyatları) da yarıştığımız çeyrek ve yarı finalde en yüksek puanları alırken finalde 3.olarak tamamladığımız yarışmaydı. Finalde poomsaemizi yaptıktan sonra 3. Sıradaydık ve bizden sonra geçen yılın Şampiyonu performansını sergileyecekti çok gergin bir yarışmaydı. Fakat biz daha yüksek puan almıştık ve o yarışmayı bronz madalya alarak tamamlamıştık.
En kötü diyebileceğim yarışma ise geçen yıl aralık ayında yapılan Online Dünya Şampiyonası diyebilirim. Yine çeyrek ve yarı finalde Şampiyonken ve finalde Şampiyon olacağımı düşünürken, finalde 0.5 puanla 5.olarak tamamlamam oldu. Dünya ülkelerinden bazıları kulis gücünü kullanarak hakemlere etki edebiliyor. Ne yazık ki böyle bir haksızlığa maruz kalmak çok üzdü beni ve yakın zamanda etkisini üzerimden atabildim.
Olimpiyatlarda gözler en çok güreş ve atletizm sporcularında oluyor. Taekwondo da sence ne kadar iddialıyız?
Bence taekwondoda ülkemiz çok başarılı sporcular yetiştirdi. Ve bizleri temsil edecek her arkadaşım gerçekten özveriyle, aile ve arkadaşlarından uzak, belki de sakatlıklarla mücadele ederek olimpiyatlara hazırlanıyor. Bu çok başka bir fedakarlık. Tüm hayatını spora adamak tüm takdiri ve tebriği hak ediyor. Hiçbir çaba ve emek karşılıksız değildir. İnanıyorum ki çok başarılı sonuçlarla döneceğiz.
Poomse yarışmalarına hazırlanırken aynı zamanda öğrenciler de yetiştiriyorsunuz
Merak ediyorum bu zor sporda öğrenci yetiştirmek mi kolay yoksa yarışmak mı daha kolay Gerçekten ikisinin de ayrı zorlukları var. Antrenmanlarda çoğu zaman öğrencilerimle ilgileniyorum. Onların hatalarını düzeltmek, motivasyon oluşturmak, başarıya hazırlamak çok güzel ve gurur verici. Öğretirken bazen öğreniyorum. Bu da ayrı bir keyif. Ama yarışma da en çok öğrencilerim yarışırken heyecanlanıyorum. Onlar başardığında kendi başarımdan daha çok seviniyorum. Verdiğiniz her şey anlam bulmuş haliyle size geldiğinde fark ediyorsunuz güzellikleri.
Bütün büyük organizasyonlar olimpiyatlar ertelendi. Bu durum seni nasıl etkiledi?
Yarışmalara hazırlanırken bir hedef belirlemek zorundayız. Yılın başında yarışma talimatları yayınlanır ve biz kuvvet, esneklik, dayanıklılık,teknik antrenmanlarımızı o yarışmaya göre programlar, planlar ve uygularız. Bizim antrenman düzeylerini azaltıp, artırmamızı sağlayacak belirli bir tarihtir. Güçlü ve doğru performansı gerçekleştirmek için o tarihe kadar yoğun bir tempoyla başlar, yaklaştığımızda tempoyu azaltmamız gerekir. Bunun için ertelenen her maç bizim çalışma düzenimizi, programımızı ve motivasyonumuzu olumsuz yönde etkilemektedir. Bizi de her türlü olumsuz etkiledi. Ama çalışmalarımıza elbette devam etmekten vazgeçmedik. Motivasyonumuzu toparlamamız zor da olsa ayakta tutmayı başarmak görevimiz.
Olimpiyatların ertelenmesi sporcular için sence avantaj mı yoksa dezavantaj mı olacak?
Şimdi performansı hazır bir sporcu için elbette dezavantaj. Çünkü tekrar bir planlama yaparak çalışmalarını düzenlemesi ve yeniden bir motivasyon oluşturması gerekecek. Bu da sporcuyu biraz yıpratabilir. Tabi sporcunun her türlü duruma hazırlıklı olarak planlama yapması gerekir. Bu bir bahane olmamalı. Ama bütün bu süreci sağlıklı bir şekilde avantaja çevireceğimize inanıyorum.
Tüm sporcuların medya Sponsoru Olma ve onların sesini duyurma çabasındayız Bizim hakkımızda ne düşünüyorsun?
Şöyle söyleyeyim; öncelikle spor dediğimizde genel olarak futbol ve futbolcu dışında çoğu branş ve sporcu bilinmemekte. Sizin çalışmalarınızı, spora ve sporcuya değer vermenizi, sporcuların sesi olmanızı takdir ediyorum ve destekliyorum. Kalıplaşmış bir algıyı yıktığınızı düşünüyorum. Evet bir sporcu olarak futbolu bende destekliyorum fakat ona verilen desteğin birazını bu medya olur ,maddi ya da manevi olur biz sporculara ve siz desteğimize verilmesini yürekten istiyorum. Ve gerçekten yolunuz açık olsun her zaman. Emeğinize, yüreğinize sağlık.
Tekvando gibi zor bir sporla uğraşmana rağmen birçok genç seni örnek alıyor. Bu nasıl bir duygu?
Benim hedefim yalnızca başarı değil elbette. Öncelikle iyi insan olmak, olumlu düşünmek, asla pes etmemek, doğru davranmak, dürüst olmak, ahlaki değerlere önem vermek, saygı ve sevgi göstermek, merhamet ve vicdani rahatlık önemsediğim yegane duygulardır. Bunları kendime aşılamayı seçtim ve benim sporcularım, öğrencilerim başarılı olamasalar bile iyi insan olabilsinler.
Hak ettikleri dışında hiçbir şeyle ilgilenmesinler. Saygı ve sevgi gösterip, aynılarını görsünler diye bütün çabam. Siz iyi insan olmayı seçerseniz. Yardımsever olursanız zaten en güzellikler sizi kendiliğinden bulacaktır. Başarı da peşinizi bırakmayacaktır. Gerçekten öyle güzel dönütler alıyorum ki. Şimdi Öğrencilerimin çoğu ya taekwondocu olmak istiyor, ya da Beden Eğitimi Öğretmeni. Çok mutlu oluyorum içim içime sığmıyor onların bu hevesini, isteğini görünce. İyi ki diyorum her zaman. Öğretmenliğimi de, sporculuğumu da, antrenörlüğümü de hep gelişmek, geliştirmek için kullanmayı amaç edindim.Daim olsun inşALLAH.
Antrenörünün başarında payı ne kadar?
Ben yaklaşık 6 yıldır kendi antrenörlüğümü yapıyorum. Antrenörümün çekingenliğimi yenmemde, teknik olarak kendimi geliştirmem de çok emeği var. Ama motivasyon anlamında psikolojik olarak hazırlama anlamında biraz olumsuzluk yaşadığım için 10 yıl kendi performansımı gösterememiştim. Yarışma esnasında ferdi olarak özellikle rakipleri ve hataları söylemeyi çok doğru bulmuyorum. Daha çok başaracağına inandırmak onu desteklemek ve yüreklendirmek gerektiğini düşünüyorum. Antrenörüm bunu sağlayamadı ve ben kendim aştım tüm bu olumsuzlukları. Kendisine çok saygı duyuyorum. Bana kattığı her şey için teşekkür ediyorum.
Taekwondo’da Hedefin nedir?
Yalnızca Dünya Şampiyonluğu eksik madalyalarım arasında. Şöyle 2.lik ve 3.lük de bir başarı ama Şampiyon olmak ayrı bir gurur. Ve yeni hedefim her katıldığım yarışmada Şampiyon olmak.
Oldukça disiplin ve saygı isteyen bir spor Bunu mutlaka sormak isterim Peki sana neler öğretti tekvando?
Taekwondo Branşında saygı ve disiplin gerçekten ön planda. Örneğin antrenmana girdiğinizde ilk Bayrağa selam verirsiniz ve ardından hocaya daha sonra selamlamayı yapan kişiye. Müsabaka yarışmalarında rakipler birbirini selamlar. Kendi yaşından büyük birine karşı ,kuşağı senden yüksek olan birine karşı her zaman saygılı olmak gerekir. Poomsae kategorisinde hakem komutuyla selamlayarak başlanır yarışlara bu şekilde saygıyı hep ön planda tutarız. Hatta kıyafetlerimiz,kuşağımız, koruyucularımız hepsine saygı gösteririz. Bazen kızgınlıkla kaskını fırlatanlara ceza verebilir mesela hakemler. Disiplin konusuna geldiğimizde ise belli kuralları vardır ve o kurallara uymak önemlidir. Do felsefesi doğru konuşmak, doğru dinlemek, doğru bakmak, doğru düşünmek, doğru hareket etmek, doğru hizmet etmek gibi birçok ahlaki değerleri topluma kazandırmak amacını taşır.
Taekwandodan ve antrenmanlardan başka özel hayatın nasıl gidiyor
Özel hayatımda genelde fırsat bulduğumda gezmeyi, arkadaşlarımla görüşmeyi, farklı yerleri ve farklı şeyleri keşfetmeyi, fotoğraf çekinmeyi sevdiğim için o şekilde vakit geçiriyorum. Ara sıra şiir yazar, çizim yaparım. Kişisel gelişim kitapları okumaktan büyük keyif alırım. Ve öğretmen olduğum için de çoğunlukla çocuklar için egzersiz, aktivite araştırmaları yaparım.
Kariyerini noktaladığında herhangi bir yarışmaya katılmak ister misin? Mesela Survivor…
Yani ben biraz farklı bakıyorum bu duruma. Tesettürlü olmamdan dolayı o platforma ona pek uyum sağlayabileceğimi düşünmüyorum.
Taekwondo’ya başladığında karşılaştığın zorluklar, yıldığın, yapamam dediğin anlar oldu mu? Seni motive eden temel güç neydi?
Bazı insanlar sizin başarmanızı istemeyebiliyor. Yolunuza engeller koyduğunu zannedebilirler. Onların negatif hisleri düşünceleri sizi çaresiz bi hale getirebiliyor. Bununla da baş edebilmeyi öğrendim zamanla. Yalnızsınız diye güçsüz sanabilirler. Ama ben doğru bulduğum, hak ettiğimi düşündüğüm her şey için yılmadan mücadele edebilirim. Benim sadece inancım, umudum ve ailem saydıklarımdır motive kaynağım.
Koronavirüs dünyanın en büyük sorunu oldu. Senin Bu yöndeki yorumların nedir Türkiye’de kendini güvende hissediyor musun?
Evet maalesef. Her bir insanı farklı yönleriyle olumsuz şekilde etkiledi. En az etkilenmeye çalışıyorum. Özellikle psikolojik anlamda etkilememesi için hep kendimi telkin ettim. Asla sporumu bırakmadım. Sağlıklı beslenmeye ve temizliğe dikkat etmeye çalışıyorum. Bitmesi için dua ediyorum. Diğer ülkelerde bazı haberlere denk geldiğimde insana insan olarak bakılmadığına şahit oldum. Bizim ülkemizde ne şartlarda olursa olsun merhametin olduğu inancındayım. Herkes kendi tedbirleriyle güvenli. Bende kendimce tedbiri bırakmıyorum.
Başarıyı elde etmenin ilk aşaması sence nedir? Diğer sporcular kendini nasıl motive etmeli?
Öncelikle çalışmak, emek vermek tabiî ki. Ardından kendinize başarabileceğiniz konusunda inanmanız gerekiyor. Ve hiçbir olumsuzluk, baskı sizi yıldırmamalı. Umut olduğu sürece başarmanız gerçekleşmek için sizi bekliyor olacaktır. Olumlu düşünme yöntemini benimsemelerini tavsiye ediyorum.
Maçlardan önce herhangi bir totemin ya da seni motive eden bir şey var mı?
Benim belli bir totemim yok. Fakat rakiplerimi izlemeyi seçmiyorum yarışmalarda. Ve kuru üzüm taşırım yanımda her zaman. Enerji vererek yorgunluk hissini giderdiğini düşünüyorum. Dua etmek genelde beni sakinleştirir. Ve sen iyisin, sen yapabilirsin. Cümlelerini kurarak motive olurum.
Birçok sporcu sosyal medyayı çok fazla kullanıyor. Sen sosyal medyayı aktif kullanır mısın..
Evet. Hatta ben galiba bu durumu abartıyorum bazen. Fotoğraf çekinmeyi çok sevdiğimden sanırım güzel bulduğum, beni ifade eden, olumlu düşünceleri, başarılı bulduğum her şeyi gönderi ve hikaye olarak paylaşırım.
Geçtiğimiz günlerde İstanbul’da düzenlenen Turkish Open turnuvası vardı orada 1.liği elde ettin , peki önümüzde bizi hangi Şampiyonluk bekliyor ? Yeni bir maç için Hazırlıklar var mı
Evet yarışmalardan uzak kalmak istemiyorum. Pandemi dolayısıyla biraz çekinerek katıldım açıkcası. Yakın zamanda duyurusu yapılan bir yarışma yok fakat Türkiye Şampiyonasını bekliyorum. Avrupa Şampiyonası Online olarak yapılacak tahminim. Ona hazır olmam gerekiyor. Yarışmalardan önce ya da sonra herhangi bir turnuva olursa katılmayı planlıyorum. Takipteyim şimdilik.
Okulda durumlar nasıl? Spor hayatınla okulu nasıl birlikte yürütüyorsun?
Öğretmenlik gerçekten sabır ve çalışma gerektiren bir meslek. Her zaman aktif ve gelişmeye açık olmalısınız. Çocuklarım çok heyecanlı ve hevesli, e bir de pandemide uzun zamandır hareketsiz kaldılar dışarıya çıkamıyorlar. Derse başlar başlamaz spor yapacak mıyız sorusuyla karşılaşıyorum.
Bende elimden geldiğince onları hem eğlendirecek, hem öğrenecek hem de gelişimlerine katkı sağlayacak aktiviteler egzersizler buluyorum. Birlikte spor yapıyoruz. Yarışmalar olduğunda görüşemesek de, geldiğimde derslerimin telafisini yapıyorum mutlaka.
İlk uluslararası müsabakan hangisiydi ve oraya çıktığında ne hissettin? Özel bir hikayen varsa da paylaşırsan çok mutlu oluruz.
Tabiî ki. 2014 yılı Meksikada İlk Dünya Şampiyonamdı. Yarışmaya 1 ay kala kampa çağrılmıştık. Ve benim daha önce hiç hakim olmadığım bir kategoride Freestyle da yarışacağım açıklandı. Ben tabi şaşkınlıktan telaştan ne yapacağımı şaşırmış bir vaziyetteydim. Neyse takım arkadaşlarımla kendimizi nasıl geliştireceğimiz hakkında istişareler yaparak, müziğimizi kareografimizi kendimiz oluşturmuştuk.
Günde sabah, akşam ve bir de jimnastik olmak üzere 3 antrenman yapıyorduk. Hatta yetmiyor yemeklerden sonra gece tekrar çalışma yapıyorduk. Yarışmaya gitmeden son 1 hafta kala dizimi çekemez haldeydim. Çünkü alışkın olmadığımız bir çalışma ve fazla yükleme kaslarımı zorlamıştı. Fizyoterapist eşliğinde tedavi oldum ama her gün kuru iğneler, kinesio bantları ile bir de yarışma performansıyla antrenman yapmam gerekiyordu. Yavaş yavaşta olsa antrenmanlara eşlik ediyordum. Vakit gelip çattı biz beklemelerle birlikte 40 saat yolculuk yapmıştık o yıl.
Yarışma günü antrenman alanında bütün sporcular toplanır ve birbirine meydan okur genelde. Biz endişeyle rakiplerimizi izliyoruz. Rakiplerimiz Freestyle konusunda çok iyiler ve kızlı erkekli en zor akrobatik taklalarını nizami bir şekilde gerçekleştiriyorlardı. Bir an bizim takım biraz moral olarak düşmüştü. Sonrasında yapabiliriz diye ikna ve motivasyon konuşması yapmıştım yine. Ve yarışmaya ilk sırada başlayarak performansımızı sergilemek üzere kortlara çıktık. Ben o sırada Ya ALLAH demişim. Kameralarda çekiyordu kuzenim fark etmiş. Ve biz performansımızı hatasız bir şekilde gerçekleştirip korttan indik.
Sırayla rakiplerimizin performanslarını izliyoruz. Ama çalışmanın karşılığı, ettiğimiz dualar, birbirimize güvenimiz hepsi bir araya gelmiş sanki ve antrenman salonunda izlediğimiz bütün rakiplerimiz sanki değişime uğramış gibi. Çıkan düşüyor, hata yapıyor, yanlış sıralamayla yarışıyor. Biz 1.sırada kaldık. Puan olarak son takım çıkana kadar Şampiyon olacağımızı düşünmüştük. Filipinler o yıl bizden farklı bi üst puan alacak teknik yaptıklarından biz Dünya ikincisi olarak tamamlamıştık yarışmayı. Yinede kimsenin inanmadığı bir takımdık aslında. Yalnızca kendi çabamız ve mücadelemizle tüm zorlukları aşmış o başarıya imza atmıştık. Harika bir deneyimdi.
Kuşkusuz ailen senin başarı öykündeki en büyük destekçin. Onlar hakkında neler söylemek istersin?
Babam en büyük destekçimdi. Olsaydı çok gurur duyardı. Herkese anlatırdı. Ben küçükken hep heyecanlanırım diye babamı çok istemesine rağmen hiçbir yarışmamda istemedim. Çok pişmanım bunun için. Onu kaybedince çok suçladım kendimi. Şimdi herkesi davet ediyorum yarışmalarıma.
Annem, başarısızlık elde ettiğim zaman üzüldüğüm ve çok etkilendiğim için çoğu zaman bırakmamı söylerdi. Ona kızamıyorum. Çünkü başarısızlık ve haksızlık çok etkiliyor ve kilo kaybı yaşamama sebep oluyor. Bunu da aşmaya çalışıyorum her şeyi aştığım gibi bunu da başarıyla atlatacağıma eminim. Beni teşvik ettiği için, bu başarılara sahip olmama vesile oldukları ve düşündükleri için ikisine de teşekkür ediyorum ve başarılarımı hep onlara armağan ediyorum en çokta babama…
RÖPORTAJ : MEHMET EFE DİNÇ
KONUK: FATMA TÖREHAN