Diyarbakır‘ın geleneksel tatlısı “burma kadayıf“ın tescil edilmesi üretici ve vatandaşları sevindirdi.
Diyarbakır’ın yüzyıllık lezzeti ve sütlü, fıstıklı, cevizli, kaymaklı, peynirli, burma, düz, çubuk çeşitleriyle sunulan kadayıfın ünü il sınırlarını aşarken, 2014 yılında Valilik tarafından coğrafi bölge işaret tescilinin verilmesi amacıyla yapılan başvuru Türk Patent ve Marka Kurumunca onaylandı.
Günlük üretimi yapılan kadayıfın bir bölümü sipariş üzerine Ankara, İstanbul ve İzmir başta olmak üzere çeşitli illere gönderilirken, tatlının Diyarbakır karpuzu ve örgü peynirinden sonra Türk Patent ve Marka Kurumunca tescilinin onaylanması da üretici ve vatandaşları sevindirdi.
Tatlı yapma işini babasından devraldı
Kadayıf üreticisi Murat Altunhan, yaptığı açıklamada, uzun süren bir uğraş sonunda kadayıfın tescillenmesini memnuniyetle karşıladıklarını, kadayıf tatlısı yapma işini babasından devraldığını, bayrağı 30 yıldır ailesi ile taşımaya devam ettiklerini söyledi.
Altunhan, “Diyarbakır’ın olmazsa olmazı kadayıftır. Karpuz ve örgü peynirinden sonra kadayıf da tescillendi. Bunu inşallah taçlandırarak büyüteceğiz. Daha iyi seviyelere ulaştıracağız.” dedi.
Kentin en önemli ürünleri arasında burma kadayıfının yer aldığını anlatan Altunhan, daha önce sadece cevizli üretilen kadayıfın, deneyimli ustaların ellerinde artık 12 çeşit yapıldığını kaydetti.
Ürünlerine kentin yanı sıra ülke genelinden ve yurt dışından da yoğun talep olduğunu belirten Altunhan, kullanılan malzemenin kalitesinin kadayıfın lezzetini belirlediğini vurguladı.
“Kız istemelerde kadayıf olmazsa olmazlardandır”
Altunhan, sabah erken saatlerde işe gelerek müşterileri için birbirinden farklı lezzetteki kadayıfları hazırladıklarını dile getirerek, fıstıklı burma kadayıfını kilogramını 40, cevizlisini de 30 liradan sattıklarını bildirdi.
Altunhan, “Kadayıfların yüzde 80’i il dışına gidiyor. Bunların çoğu hediyelik gönderiliyor. Nişanlarda ve düğünlerde kadayıf tatlısı tercih ediliyor. Kız istemelerde kadayıf olmazsa olmazlardandır. Özel tepsilerde kadayıf yapıyoruz. Her nişan evine mutlaka bir tepsi kadayıf ile gidilir. Kadayıfın tescillenmesine bütün üreticiler çok sevindi.” diye konuştu.
Üretici Hakan Altacan da dededen gelen kadayıf mesleğini sürdürdüklerini söyledi. 1950 yılından beri kadayıf sektöründe çalıştığını belirten Altacan, Diyarbakır’a gelen misafirlerin tatlıyı yemeden kentten ayrılmadığını söyledi.
Altacan, şunları kaydetti:
“Kadayıfın coğrafi tescili bizleri gururlandırdı.Türkiye’de baklava denince Gaziantep akla geliyorsa, kadayıf denince Diyarbakır akla gelmelidir. Yıllardır bu memlekete kadayıf yapılıyordu. Sadece bu memlekete kadayıf yapmıyoruz, Avrupa’nın her tarafına gönderiyoruz. Üreticiler ve vatandaşlar olarak bu kararı duyunca çok mutlu olduk.”
Vatandaşlardan Bayram Göztepe de Diyarbakır’da kadayıfın lezzetli yapıldığını, tescilin kente verilmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirerek, “Kadayıfı şehir dışına çıkınca kendimizle birlikte hediye götürüyoruz eşe dosta.” ifadesini kullandı.
Murat Toğa da coğrafi tescilin kentte verilmesinin sevindirici olduğunu belirtti. İl dışından gelen misafirlerine kadayıf aldığını anlatan Toğa, “Kadayıfın tadı çok güzel. Herkesin mutlaka bu tatlıyı yemesi gerekiyor.” diye konuştu.
Kadayıfın yapılışı
Kepçe yardımıyla hamur makinesinin üst kısmına konan ve hemen altında ısıtılmış dönen silindirlerin üzerine tel tel akan ve kısa sürede yarı pişen hamur, daha sonra ustalar tarafından tahta yardımıyla eşit olarak kesiliyor.
Kesilen tel kadayıfın içerisine çeşidine göre kaymak, ceviz, fıstık veya peynir konulup yan yana burularak tereyağ sürülen tepsiye yerleştiriliyor. Hazırlanan tepsilerdeki kadayıfın üzerine sıvı yağ gezdirildikten sonra ocaklarda ağır ateşte önce alt kısmı daha sonra da üst kısmı pişiriliyor.
Pişen kadayıfın üzerine şerbeti kepçeler yardımıyla dökülüp, tatlı dinlendiriliyor.
Kızaran kadayıf, fıstık veya cevizle süslenerek satışa sunuluyor.