Sosyal Medya ve Bilgi Teknolojileri Strateji Derneği Başkanı Abdullah Çiftçi, çocukların doğaları gereği oyun oynayarak büyüdüğünü, sokaklarda oynanan saklambaç, seksek, istop gibi oyunların, internet hızının yükselmesi, mobil teknolojilerin gelişmesi, akıllı telefonların piyasaya çıkması ile yerini dijital oyunlara bıraktığını bildirdi.
Gelişen her iletişim teknolojisinin, beraberinde yeni bir sosyalleşme sürecini getirdiğine değinen Çiftçi, sanal oyunlar geliştiren şirketlerin de daha fazla kullanıcıyı çekmek için farklı yollar denemeye başladığına dikkati çekti.
Oyuna uzun süre girmeyen kişilere geliştirici şirket tarafından çeşitli hediyeler verildiğini anlatan Çiftçi, “Birçok oyunun içinde rütbe sistemi uygulanarak, sürekli daha yukarı basamağa çıkmak için oyuncu yönlendiriliyor. Bazı oyunlarda ise oyuna girmediğin an sahip olduğu sanal karakter, sanal hayvanlar açlıktan ölebiliyor. Oyuncular rakiplerinden geri kalmamak ve sanal karakterlerini yaşatmak için oyuna bağımlı hale geliyor.” dedi.
“Sanal dünyada sosyalleşiyorlar”
İnternet üzerinden çok kişi ile oynanan oyunlarda çocukların, tanımadıkları kişilerle arkadaş olarak “sanal sosyalleşme” sürecine girdiğini belirten Çiftçi, şöyle konuştu:
“Yeni kişileri tanımak ve onlarla ekip olup, ortak strateji geliştirmek, oyuncularda özgüven oluşturuyor. Oyuncu gençler ve çocuklar, kendilerine özgü ‘sanal bir dünya’ oluşturup, ailede, okulda, arkadaş çevresinde edinemediği itibarı sanal oyunlarda arıyor. Okuldan eve dönen çocuğun boş vaktinin olması ve çalışan anne ve babanın yorgun olup çocuğu meşgul etmek için oyun oynamasına müsaade etmesi de önemli bir etken. Oyunlarda kullanılan müzik ve görsel efektlerin çocukları adeta büyüleyecek kadar gerçekçi olması da önemli bir faktör. Yetişkinler ise mutsuzluklardan ve sıkıntılı durumlardan kurtulmak için, hayal ettiklerini ucuz bir maliyetle elde etme isteğiyle oyun oynuyor.”
“Çocukların arkadaşları da artık sanal”
Abdullah Çiftçi, dijital oyunların, çocuklar üzerine, sosyolojik, psikolojik ve sağlık yönünden farklı etkileri olduğunu da ifade etti. Oyunlar nedeniyle çocukların “arkadaş” yapısının da değiştiğini anlatan Çiftçi, “Sosyolojik olarak çocuklar, mahalle ve okul arkadaşlarından çok, tanımadıkları ülkelerden sanal karakterlerle arkadaş oluyor. Bu durum, psikolojik olarak çocukları içine kapanık, odasından dışarı çıkmayan, asosyal bir kişiliğe dönüştürebilir.” dedi.