Almanya’da 24 Eylül’de düzenlenen genel seçimin ardından 18 Ekim’de başlayan koalisyon ön görüşmelerinin başarısızlıkla sonuçlanması üzerine ülke siyasi krize girdi.
Almanya’da koalisyon görüşmeleri başarısızlıkla sonuçlandı
Almanya’da Hür Demokrat Partinin (FDP), “Jamaika Koalisyonu”nu kurma hedefiyle 4,5 haftadan beri Hristiyan Birlik (CDU/CSU) partileri ve Yeşiller ile yaptığı ön görüşmelerden çekilmesi ülkede bir anda tüm gündemi değiştirdi.
FDP çekilmeye gerekçe olarak partiler arasında güven tesis edilememesini gösterdi.
Merkel ile Steinmeier görüştü
Bunun üzerine Başbakan Angela Merkel, Hollanda Başbakanı Mark Rutte ile yapacağı görüşmeyi iptal etti. Merkel, Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier ile görüşerek ülkede bundan sonra atılacak adımları ele aldı.
Alman basınında yer alan haberlerde, Steinmeier’in yarın CSU, FDP ve Yeşiller’in liderleriyle görüşeceği belirtildi.
Steinmeier’den partilere sorumluluklarından kaçmamaları çağrısı
Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier, cumhurbaşkanlığı konutu Bellevue Sarayı’nda yaptığı açıklamada, Almanya’da yaklaşık 70 yıldan bu yana ilk kez bir koalisyon hükümetinin kurulmasının başarısız kaldığını belirterek siyasi partilerin insanların refahından sorumlu olduklarını ve bunun için sorumlu şekilde hareket etmeleri gerektiğini söyledi.
Hükümetin kurulmasının politikacıların seçmene karşı en büyük sorumluluğu olduğuna işaret eden Steinmeier, ”Kim seçimlere siyasi sorumluluk için giriyorsa ve o sorumluluğu elinde bulunduruyorsa bundan kaçmamalı” ifadesini kullandı.
Gelecek günlerde koalisyon görüşmelerine katılan partilerin liderleri ile benzer görüşleri paylaşan diğer partilerin genel başkanları, Federal Meclis (Bundestag) Başkanı, Federal Eyalet Temsilcileri Meclisi (Bundesrat) Başkanı ve Federal Anayasa Mahkemesi Başkanı ile de görüşeceğini ifade eden Steinmeier, Almanya gibi ekonomik açıdan güçlü bir ülkede sorumlulukların yerine getirilmemesinin komşu ülkeleri de endişeye sevk edeceğini kaydetti.
Muhalefetten ‘erken seçim’ çağrısı
Sol Parti Eş Başkanı Katja Kipping, “Berliner Zeitung” gazetesine yaptığı açıklamada, koalisyon çabalarının başarısızlıkla sonuçlandığını belirterek, “Şimdi mümkün olduğu kadar çabuk erken seçim yapılması lazım çünkü büyük koalisyonun (CDU/CSU-Sosyal Demokrat Parti arasındaki mevcut hükümet) devam etmesini kimse ciddi bir şekilde istemiyor.” dedi.
Yeşiller Partisi Federal Meclis Grubu Başkanı Katrin Göring-Eckardt da Sosyal Demokrat Partinin (SPD) hükümete girmek istemediğine işaret ederek “Ben erken seçime gidileceğini bekliyorum.” değerlendirmesinde bulundu.
Aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisi Eş Başkanı Alice Weidel de CDU/CSU, FDP ve Yeşiller arasındaki koalisyon ön görüşmelerinde halkın aldatıldığını savunarak bu görüşmelerden bir uzlaşma çıkmayacağının önceden belli olduğunu ifade etti.
Federal Meclis’te, CDU/CSU’dan sonra en fazla milletvekili sayısına sahip Sosyal Demokrat Parti (SPD) Genel Başkan Yardımcısı Ralf Stegner, halkın seçimlerde, SPD ile CDU/CSU arasında bir hükümetin kurulması için görev vermediğini savundu.
Stegner, “Erken seçim istemiyoruz ancak bundan da korkmuyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
Hristiyan Sosyal Birlik Partisi (CSU) Milletvekili Thomas Kreuzer ise “Deutschlandfunk” radyosuna yaptığı açıklamada, CDU/CSU ile Yeşiller arasında bir azınlık hükümeti kurulmasına karşı olduğunu belirterek erken seçimden CSU’nun güçlenerek çıkacağını ileri sürdü.
Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) Genel Sekreteri Peter Tauber ise şu an erken seçimi konuşmak istemediklerini kaydetti.
Gelecek senaryoları
Senaryolara göre Başbakan Merkel, Sosyal Demokrat Partiye (SPD) giderek koalisyon kurma teklifinde bulunabilir. SPD kabul ederse ”büyük koalisyon” için görüşmeler başlayabilir ve ardından CDU/CSU (Hristiyan Birlik Partileri) – SPD hükümeti kurulabilir.
SPD yönetimi daha önce yaptığı açıklamada, muhalefette kalacağını bildirmişti. Ancak ülkenin içinde bulunduğu durumu dikkate alarak SPD’nin bunu yeniden değerlendirme imkanı bulunuyor.
Diğer bir teoriye göre SPD Merkel’in görevini bırakmasını isteyebilir ve başka bir CDU’lu isim başkanlığında hükümete girebilir. Ancak bu seçenek şu an için çok gerçekçi gözükmüyor.
Ülkede en kuvvetli ihtimaller arasında azınlık hükümeti kurulması veya erken seçime gidilmesi bulunuyor.
CDU, azınlık hükümetini ya Yeşiller ile ya da FDP ile kurabilir ancak dışardan destek gerektiği için bu zor bir ihtimal ancak teknik olarak imkansız değil.
Ancak Almanya Anayasası’nın 63. maddesi bu konuda yol gösterici oluyor.
Anayasaya göre, erken seçime gidilecek olsa dahi Federal Meclis bir Başbakan seçmek zorunda. Bunun için ilk önce Cumhurbaşkanı herhangi bir milletvekilini Meclise teklif etmesi gerekiyor. Ardından söz konusu aday ilk turda seçilemezse 14 gün sonrasında ikinci tur yapılıyor. Üçüncü turda ise en fazla oy alan aday Başbakan seçiliyor ve ardından 7 gün içinde meclisin feshedilip 60 gün içinde seçime gidilmesi gerekiyor.
Merkel, parlamento tarafından Başbakan seçilmediği için kendisi hakkında bir güven oylaması yapılamıyor.
Almanya’da 24 Eylül’de yapılan genel seçimlerin resmi sonuçlarına göre Hristiyan Birlik Partileri (CDU/CSU) yüzde 33, Sosyal Demokrat Parti (SPD) 20,5, aşırı sağcı Almanya için Alternatif Partisi (AfD) yüzde 12,6, Hür Demokrat Parti (FDP) yüzde 10,7, Sol Parti yüzde 9,2, Yeşiller Partisi yüzde 8,9 oy almıştı.
Mecliste yeni yasama döneminde görev yapacak toplam 709 milletvekilinden 200’ü CDU’lu, 153’ü SPD’li, 94’ü AfD’li, 80’i FDP’li, 69’u Sol Partili, 67’si Yeşiller Partili ve 46’sı da CSU’lulardan oluştu.