En son terör örgütü PKK yandaşlarının geçen hafta Köln’de düzenlediği sözde festival kapsamında terör propagandasına izin vermesi, Almanya’nın Ankara Büyükelçisi Martin Erdmann’ın Dışişleri Bakanlığına çağrılmasına ve iki ülke arasındaki ilişkilerin yeniden gerilmesine yol açtı.
PKK ve FETÖ yandaşlarına kucak açan Angela Merkel hükümeti, Alman medyasında tartışma konusu oldu.
Bild gazetesinde yer alan bir köşe yazısında, terör örgütü PKK yandaşlarının propaganda yapmalarına imkan verilmesi eleştirildi. Köşede, şu ifadelere yer verildi:
“Kürt İşçi Partisi PKK bir terör örgütü mü? Evet! İçişleri Bakanlığına göre Öcalan portresi sadece sarı zemin ve Kürt bayrağı üzerinde yasak. Köln’de Kürtler başka renkler seçtiler ve Devleti Koruma Dairesi binlercesine geçit verdi. Bu absürttür ve Türk hükümetinin protestosu için verilmiş tamamen gereksiz bir pastır. Türkiye’de hukuk standartları talep eden bir ülkenin kendisi bu kadar kolay açık vermemelidir.”
Konuya ilişkin diğer bir yazıda, Almanya’nın en ciddi gazetelerinden Süddeutsche de yer aldı. Haberde de Federal Mahkemenin, PKK’yı terör örgütü olarak sınıflandırmasına rağmen örgütün açıkça propaganda yapmasına göz yumulduğu belirtilerek, güvenlik güçleri eleştirildi.
“Federalizm değil saçmalık”
Gazetede yer alan yorumda, terör örgütü elebaşısı Öcalan’ın sarı zemin üzerine mavi gömlekli posteri yasak ama beyaz gömlekli posterinin eyaletlerin renk tercihine bırakılmasını, “Bu federalizm değil, bu bir saçmalık” ifadesiyle eleştirdi.
Badische Neueste Nachrichten gazetesinde ise PKK konusunda Almanya hükümetinin tutumu eleştirildi: “PKK, Almanya ve diğer Avrupa Birliği ülkelerinde tehditle para toplayıp taraftarlarını harekete geçirebiliyor. Avrupalılar böyle davranmakla kendi inandırıcılıklarını zedeliyorlar. ”
Straubinger Tagblatt gazetesinde yer alan yorum da da Almanya’nın PKK’nın gösterisine göz yumması eleştirilerek, Kürtlerin gösteri yapabilecekleri ancak bunu yasaklanmış olan PKK adına yapmalarına Alman devletinin göz yumamayacağı vurgulandı.
Nürnberger Nachrichten gazetesi de gösteriye müdahale edilmemesini eleştirdiği haberinde, “Alman makamları böylesine aptal yerine konabiliyorsa o zaman ‘çifte standart’ eleştirisi kimseyi şaşırtmamalı. Bunun aynı zamanda Türkiye’deki tutuklu Almanlara da yararı olmaz. Bu durumda ısrarla hukuka saygılı olunmasını talep etmek de inandırıcı olmaz.” ifadelerine yer verildi.
Almanya FETÖ hakkında gerekeni yapmalı
Alman medyasında diğer bir terör örgütü FETÖ konusunda da Almanya’nın tutumu, yapılan yorumlarda eleştirilerek Almanya’nın bu konuda kendine çeki düzen vermesi gerektiği kaydedildi.
Frankfurter Allgemeine gazetesinde yayımlanan bir köşe yazısında ise FETÖ mensupları, “azılı suçlular ve “antidemokratik hainler” olarak nitelendirildi.
Almanya’nın, Amerika’da ikamet eden FETÖ elebaşısı Fetullah Gülen oluşumuna yönelik sergilediği tutumun eleştiri konusu yapıldığı yazıda, şu ifadelere yer verildi:
”Güvenlik kameraları Erdoğan’a karşı 15’i, 16 Temmuz’a bağlayan gece yaşanan darbe girişiminin kalbinin Akıncı Üssü olduğunu kanıtlamakla kalmıyor ayrıca önde gelen Gülencilerin de buna dahil olduğunu ortaya koyuyor. Bu ise bir diğer soruyu doğuruyor: Türkiye’de kanlı bir darbe girişimi gerçekleşti. Kahl (BND Başkanı Bruno) bile bunun tersini iddia edemez. Söz konusu darbe girişimini gerçekleştiren kişilerin bazıları yurt dışına kaçtı. Bunların bazıları öyle görünüyor ki Almanya’da. Peki, söz konusu bu kişilerin Anayasa’ya aykırı darbe girişimine iştirak ettikleri ispatlanır ise -bunların Almanya’da bulunduklarını düşünecek olursak- ortaya çıkacak durum karşısında nasıl hareket etmemiz gerekir? Ancak azılı suçluların ve Türkiye’den ülkemize gelen antidemokratik hainlerin hiçbir ceza almadan Almanya’da yaşamlarına devam etmesi düşüncesi de oldukça ters geliyor. Bu tip insanların burada yargılanması gibi hukuki bir yol mümkün değilse bile en azından Berlin, bunların suçsuz olduklarını iddia etmemeli.”
Die Tageszeitung gazetesinde yayımlanan bir makalede de Almanya hükümeti, FETÖ yandaşlarını korumakla suçlandı. Hükümetin, FETÖ konusundaki tutumunun gözden geçirilmesi istenen makalede, şu ifadeler kullanıldı:
“Almanya Federal İstihbarat Teşkilatı (BND) Başkanı Bruno Kahl, Spiegel’e verdiği bir mülakatta, FETÖ’nün tamamen suçsuz olduğunu ve bu cemaatin sadece ‘dini ve seküler eğitim için bir araya gelmiş bir sivil oluşum’ olduğunu söylüyorsa, o zaman bu tuhaf bir kendini haklı çıkarıştır. Bu adam ya hiçbir şey bilmiyor veya kasıtlı olarak Gülen hareketini koruyor. Türk kamuoyunda özellikle bu ikinci değerlendirme çoktan sağlam bir yer edindi ve ne yazık ki Federal hükümet de Türk tarafının cemaati koruduğu propagandasını desteklemek için elinden geleni yapıyor.”