Üsküdar Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Yazılım Mühendisliği (İngilizce) Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Kaan İldiz, son dönemde tartışma konusu olan “Ölü İnternet Teorisi” hakkında dikkat çekici değerlendirmelerde bulundu. İldiz’e göre teori, internetin yapısal dönüşümünü anlamada önemli bir metafor niteliği taşıyor ve özellikle insan katkısının azalması ile yapay içeriklerin artmasının dijital hafızayı derinden etkilediğini gösteriyor.
- “Ölü İnternet Teorisi” Ne Anlama Geliyor?
- Forumların ve Blogların Kaybı, İnternetin ‘İnsani Dokusunu’ Zayıflattı
- Dijital Hafıza Kırılgan: Yapay İçeriklerin Yükselişi Belirsizlik Yaratıyor
- Yapay Zeka Aramaları Geçmişi Yeniden Yazıyor
- ‘Dijital Hafıza’ Simülatif Bir Yapıya Dönüşüyor
- “Gerçek Dijital Geçmişi Kaybedersek Gelecek Bilgisi Ne Olacak?”
“Ölü İnternet Teorisi” Ne Anlama Geliyor?
Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Kaan İldiz, teorinin internetin güncel yapısını eleştirel bir perspektifle değerlendiren spekülatif bir kavram olduğunu belirtti.
İldiz, insan merkezli etkileşimlerin azalması, özgün içerik üretiminin düşmesi ve yapay içeriklerin hızla çoğalmasının dijital ekosistemde belirgin bir dönüşüme işaret ettiğini ifade etti.
“Bu durum kolektif dijital hafızanın bozulmasına neden oluyor.” dedi.
Forumların ve Blogların Kaybı, İnternetin ‘İnsani Dokusunu’ Zayıflattı
İnternetin ilk dönemlerinde forumlar, bloglar ve açık tartışma platformlarının bilgi üretiminin merkezi olduğunu hatırlatan İldiz, bugün bu içeriklerin büyük kısmının kaybolduğunu belirtti.
“Eski forumlar kapandı, arşivler bozuldu ve milyonlarca tartışma indekslenemez hâle geldi.” diyen İldiz, bunun internetin en organik döneminin geride kaldığı anlamına geldiğini söyledi.
Dijital Hafıza Kırılgan: Yapay İçeriklerin Yükselişi Belirsizlik Yaratıyor
Dijital hafızanın da insan zihni gibi kırılgan olduğuna dikkat çeken İldiz, yapay zekâ halüsinasyonlarının bu kırılganlığı daha da derinleştirdiğini vurguladı.
“Gerçek tartışmalar kaybolurken yerini yapay bir geçmiş dolduruyor. Özgün insan içeriği azalırken bu boşluğu yapay zekâ sistemleri kapatıyor.” dedi.
Yapay Zeka Aramaları Geçmişi Yeniden Yazıyor
İldiz, yapay zekâ tabanlı arama ve özetleme sistemlerinin geçmişi doğru şekilde aktarmak yerine veriler arasından yeni bir anlatı ürettiğini söyledi:
“Kullanıcılar gerçek tartışmalar ile algoritmaların yeniden ürettiği içerikler arasındaki farkı seçemiyor. Bu da bilişsel karmaşayı artırıyor.”
‘Dijital Hafıza’ Simülatif Bir Yapıya Dönüşüyor
Nörobilimsel açıdan bakıldığında bu sürecin insan zihninin güven mekanizmasını doğrudan etkilediğini ifade eden İldiz, doğrulanabilir dijital izlerin kaybolmasının kullanıcı güvenini zayıflattığını söyledi.
Ölü İnternet Teorisi’nin internetin tamamen öldüğünü değil, insan katkısının sessizce geri plana itilmesini ifade ettiğini belirtti.
“Gerçek Dijital Geçmişi Kaybedersek Gelecek Bilgisi Ne Olacak?”
İldiz, internetin sessiz kayboluşunun yeni nesil için bir tür “ölüm” anlamına geldiğini vurgulayarak sözlerini şu soruyla tamamladı:
“Gerçek dijital geçmişi kaybettiğimizde, gelecekte üreteceğimiz bilgi hangi temele dayanacak? Özgün düşünme becerimizi ne kadar kaybedeceğiz?”

