Bilim insanları, yaş ilerledikçe zamanın neden daha hızlı geçiyormuş gibi hissedildiğine dair yeni bir açıklama sundu. Uluslararası bir araştırma ekibinin yürüttüğü çalışma, beyin taramalarından elde edilen verilerle bu yaygın hissin ardındaki nörolojik mekanizmayı ortaya koydu.
Communications Biology dergisinde yayımlanan araştırmada, Cambridge Yaşlanma ve Sinirbilim Merkezi’nin verileri kullanıldı. Yaşları 18 ile 88 arasında değişen 577 katılımcı, Alfred Hitchcock Presents dizisinin “Bang! You’re Dead” adlı bölümünü izlerken fonksiyonel MR (fMR) yöntemiyle beyin aktiviteleri izlendi.
Sonuçlara göre, yaşlı katılımcıların beyinleri gençlere kıyasla daha az sıklıkla yeni aktivite durumlarına geçti. Beyinde sabit sinirsel örüntüler daha uzun sürdü, bu da yaşlı bireylerde zamanın daha hızlı geçtiği hissini açıklayabilir.
Araştırmacılar, belirli bir zaman diliminde ne kadar çok olay yaşanırsa o kadar uzun hissedileceğini vurguluyor. Bu bulgu, Aristoteles’ten bu yana süregelen “zamanın deneyimle ölçüldüğü” anlayışla da örtüşüyor.
Dilbilimci Joanna Szadura ise insanların hem toplumsal hem içsel bir zaman ölçeğine sahip olduğunu hatırlatıyor. Örneğin bir yıl, 5 yaşındaki bir çocuğun yaşamının %20’sine, 50 yaşındaki birinin ise yalnızca %2’sine denk geliyor. Bu da zaman algısındaki farklılıkları açıklıyor.
Araştırmacılar, yaşlı bireylerin zamanı daha dolu hissetmeleri için yeni deneyimlere, anlamlı sosyal etkileşimlere ve öğrenmeye yönelmelerini öneriyor. Çalışma yazarı Linda Geerligs’e göre “Yeni şeyler denemek, seyahat etmek veya sosyal aktivitelerde bulunmak, zamanın daha yavaş geçtiği hissini güçlendirebilir.”

