Bilim dünyasında çığır açan yeni bir araştırma, obezitenin hem genç hem de yaşlı yetişkinlerde kanser riskini ciddi şekilde artırdığını ortaya koydu. Annals of Internal Medicine dergisinde yayımlanan çalışmada, 2003-2017 yılları arasında 42 ülkeden toplanan kanser verileri incelendi.
Imperial College London dahil birçok akademik kurumdan araştırmacıların katıldığı çalışma, obeziteyle ilişkili 13 farklı kanser türünü analiz etti. Veriler, 20-49 yaş arası genç yetişkinler ile 50 yaş ve üzeri yetişkinler arasında karşılaştırıldı. Özellikle lösemi, tiroid, meme, endometriyal, kolorektal ve böbrek kanserlerinin her iki yaş grubunda da belirgin bir artış gösterdiği tespit edildi.
Yağ Dokusu Kanserojen Ortam Yaratıyor
Bilim insanlarına göre artmış yağ dokusu, vücutta iltihaplanmayı tetikleyebilir, hormon dengesini bozabilir, hücre metabolizmasını değiştirebilir ve böylece kanserojen bir ortam yaratabilir. Özellikle rahim ve böbrek kanserlerinin obeziteyle en güçlü bağlantıyı gösterdiği belirtiliyor.
Araştırma, yağ dokusunun yalnızca enerji depolayan bir yapı değil, aynı zamanda hormon üretim merkezi olarak işlev gördüğünü vurguluyor. Hormon üretimindeki dengesizlikler ise hücre çoğalmasını artırarak tümör oluşumuna zemin hazırlayabiliyor.
Bazı Kanser Türlerinde Düşüş Var
Olumlu bir bulgu olarak, karaciğer, ağız, yemek borusu ve mide kanserlerinde özellikle genç nüfusta düşüş gözlendi. Bu durumun, tütün, alkol ve viral enfeksiyonlara karşı yürütülen halk sağlığı kampanyaları sayesinde olduğu düşünülüyor.
Kolon Kanseri Gençlerde Daha Hızlı Artıyor
Öte yandan, kolorektal kanserin genç yetişkinlerde yaşlılara kıyasla daha hızlı arttığı saptandı. Uzmanlara göre bu fark, yaşlı bireylerdeki tarama ve erken teşhis uygulamalarının yaygınlaşmasına karşılık, gençlerin çevresel ve beslenme faktörlerine daha fazla maruz kalmasından kaynaklanabilir.
Daha Fazla Araştırmaya İhtiyaç Var
Araştırmacılar, bu verilerin farklı yaş gruplarında görülen kanser alt tiplerinin nedenlerini araştırmaya yönelik yeni bilimsel çalışmalara zemin hazırlayacağını belirtiyor. Elde edilen bulgular, gelecekteki halk sağlığı stratejileri ve klinik kılavuzlar için yol gösterici olabilir.