İnsan ilişkilerinde uyumlu olmak, başkalarının gönlünü almak toplum tarafından çoğu zaman erdem sayılır.
Bu eğilim, bazen sağlıksız bir alışkanlığa dönüşür. Psikologlar buna “herkesi memnun etme sendromu” diyor. Yani, başkalarının beklentilerini karşılamak uğruna kendi sınırlarını ve ihtiyaçlarını ihmal etmek anlamına geliyor.
İnsanları mutlu ederken kendini tüketiyorsun
Bu durum sadece sosyal hayatta değil, iş dünyasında da çok yaygın durumda. Patronun her istediğini kabul eden, arkadaş çevresinde sürekli “tamam, hallederim” diyen, aile içinde hep fedakarlık yapan kişiler bir süre sonra tükenmişlik, kaygı ve değersizlik duygusuyla karşı karşıya kalabiliyor.

Peki, senin de bu döngü içinde olup olmadığını nasıl anlayabilirsin?
İşte uzmanlara göre herkesi memnun etme davranışının en belirgin işaretleri:
Herkesi memnun etme davranışının 7 belirtisi
1. Hayır diyememek
İnsanların senden istediği şeylere hayır demek sana imkansız gibi geliyor. Sanki reddetmek sevilmemek ya da dışlanmak anlamına geliyor.

2. Başkalarının duygularını sahiplenmek
Birisi üzgün olduğunda, bunun sorumlusu gibi hissediyorsun. Sürekli başkalarının ruh halinden sen sorumluymuşsun gibi davranıyorsun.
3. Onay arayışı
Kendini değerli hissetmek için başkalarının takdirine ihtiyaç duyuyorsun. Bir tebessüm seni mutlu ederken, en küçük eleştiri seni yerle bir edebiliyor.
4. Çatışmadan kaçmak
Tartışma ya da fikir ayrılığı senin için büyük bir tehdit. Sorunları konuşmak yerine susmayı, bastırmayı tercih ediyorsun.

5. Sürekli özür dilemek
Küçük şeylerde bile hemen “özür dilerim” diyorsun. Oysa çoğu durumda özür yerine teşekkür etmek daha doğru bir karar olabilir.
6. Kendini aşırı yormak
Günün sonunda enerjin kalmamış olsa bile başkalarının isteklerini yerine getirmek için çabalıyorsun. Bu da seni tükenmişliğe sürüklüyor.
7. Kendini öncelik yapamamak
Kendi ihtiyaçlarını geri plana atıyor, “önce onlar mutlu olsun” diyorsun. Dinlenmek, sınır koymak sana bencilce geliyor.

Bu kısır döngüden kurtulmanın yolları
Uzmanlara göre herkesi memnun etme alışkanlığı öğrenilmiş bir davranış. Çocuklukta “iyi çocuk” olmak için sürekli uyum sağlamak, yetişkinlikte de aynı şekilde devam ediyor. Fakat bu kısır döngüyü kırmak mümkün:
Küçük adımlarla hayır demeyi öğren
Ufak konularda bile olsa reddetmeyi dene. Bu, özgüvenini güçlendirecek.
Sorumluluklarını sınırla
Herkesin mutluluğu senin yükün olmak zorunda değil.
Onay bağımlılığını bırak
Değerini başkalarının tepkisi değil, kendi prensiplerin belirlesin.
Çatışmaya farklı bir gözle bak
Fikir ayrılıkları ilişkinin sonu değil, gelişimin bir parçası olabilir.
Özür yerine teşekkür et
“Geç kaldığım için özür dilerim” yerine “Beklediğin için teşekkür ederim” demek daha yapıcıdır.
Zamanını korumaya al
Herkesin isteğini kabul etmek zorunda değilsin. Önceliğin sen olmalısın.
Kendine vakit ayır
Dinlenmek, kitap okumak, yürüyüş yapmak… Bunlar bencillik değil, sağlıklı yaşamın temeli.
Tükenmişlik ve kimlik kaybına yol açıyor
Psikologlar, herkesi memnun etmeye çalışmanın kısa vadede huzur verse de uzun vadede tükenmişlik ve kimlik kaybına yol açtığını vurguluyor. Uzmanlara göre sağlıklı ilişkilerin temelinde sınır koyabilmek ve kendini koruyabilmek var.

İlişkilerde samimiyeti de zedeler
Herkesi memnun etmeye çalışmak kısa vadede huzurlu gibi görünse de uzun vadede yıpratıcıdır. Kendi ihtiyaçlarını yok saymak, seni bir süre sonra öfke, tükenmişlik ve kimlik kaybına sürükler. Üstelik ilişkilerde samimiyeti de zedeler. Çünkü insanlar seni “hayır diyemeyen” biri olarak görmeye başlar.
Gerçek mutluluk başkalarını kırmadan, ama kendi sınırlarını da koruyarak yaşamakla mümkün. Unutma, sen de en az başkaları kadar önemlisin.
Hayır demek sevilmemek anlamına gelmez. Tam tersine, doğru yerde hayır diyebilmek seni daha güçlü, daha özgür ve daha gerçek yapar. Kendini yok saymayı bırak, çünkü yaşamda en değerli kişi yine sensin.