Alınan tüm güvenlik önlemlerine rağmen devam eden kaçak avlanma nedeniyle parktaki hayvanlar, Kenya Vahşi Yaşam Servisi (KWS) tarafından görevlendirilen silahlı bekçiler tarafından korunuyor.
Her yıl milyonlarca turistin uğrak yeri haline gelen Kenya, en fazla geliri safari turizminden sağlıyor. Ülkenin 580 bin 367 kilometrekarelik yüz ölçümünün yüzde 7,5’ine denk düşen 44 bin 359 kilometrekaresi, vahşi yaşam alanı olarak koruma altında bulunuyor.
Ülkenin en eski milli parkı
Afrika’da vahşi yaşamın izlenebileceği en popüler bölgelerin başında gelen Nairobi Milli Parkı, 1946’da koruma altına alınarak park haline getirilen en eski doğal yaşam alanı konumunda.
1800’lü yılların ortasından 1964’e kadar İngiliz koloni hükümetinin yönetimindeki Kenya’nın 1964’te bağımsızlığına kavuşmasının ardından parkın koruması da Kenyalılara geçti.
Park, kurulduğu günden bu yana kaçak avcıların hedefinde bulunuyor. Ülkenin ilk Cumhurbaşkanı Daniel Arap Moi, 1989’da parkta güvenlik güçleri tarafından ele geçirilen 12 ton fil dişini yakarak yaban hayatını korumadaki kararlılıklarını göstermişti.
Kenya‘nın dünyada bir şehrin hemen yanında yer alan tek vahşi yaşam alanı olarak bilinen Nairobi Milli Parkı, yerli ve yabancı safari meraklılarının ilgi odağı oluyor.
Başkent Nairobi’ye 7 kilometre uzaklıkta bulunan Nairobi Milli Parkı, yerel dilde “gergedanların kutsal alanı” anlamına gelen “Kifaru Ark” olarak da biliniyor.
Geniş düzlükler ve akasya çalıları arasında çok sayıda yaban türüne ev sahipliği yapan parkta nesli tükenmekte olan siyah gergedan, aslan, leopar, manda, çita, sırtlan ve zürafaların yanı sıra 400’den fazla kuş türü bir arada yaşıyor.
Tatil için Kenya’ya gelen Hollandalı Emma Gibson, eşi ve çocuklarıyla geldikleri Nairobi Milli Park’ına hayran kaldıklarını söyledi.
Gibson, “20 dakika önce Nairobi şehir merkezinde sokaklarda dolaşıp alışveriş yapıyorken aslan ve leoparlarla dolu bu parkta olmak ve hayvanları yakından seyretmek, bizim için oldukça heyecanlı ve çok güzel bir deneyim oldu.” diye konuştu.
Her yıl yüz binlerce turist ziyaret ediyor
Vahşi yaşamı yerinde izlemek için her yıl dünyanın dört bir yanından yüz binlerce turistin ziyaret ettiği parkın giriş ücreti, yabancılar için 43 dolar.
Parkı ziyaret eden yerli ve yabancı turistler hem kendi otomobilleri hem de üstü açık safari araçlarıyla yüzlerce hayvan türünü bir arada görüp fotoğraf çekme şansı yakalıyor.
Haftanın her günü 06.00 ve 19.00 saatleri arasında ziyaret edilebilen parkta özellikle sayıları az olan aslan ve siyah gergedanlar, görülmeleri zor olsa da en çok merak uyandıran hayvanlar arasında yer alıyor.
Alınan tüm güvenlik önlemlerine rağmen devam eden kaçak avlanma nedeniyle parktaki hayvanlar, Kenya Vahşi Yaşam Servisi (KWS) tarafından görevlendirilen silahlı bekçiler tarafından korunuyor.
Her yıl milyonlarca turistin uğrak yeri haline gelen Kenya, en fazla geliri safari turizminden sağlıyor. Ülkenin 580 bin 367 kilometrekarelik yüz ölçümünün yüzde 7,5’ine denk düşen 44 bin 359 kilometrekaresi, vahşi yaşam alanı olarak koruma altında bulunuyor.
Ülkenin en eski milli parkı
Afrika’da vahşi yaşamın izlenebileceği en popüler bölgelerin başında gelen Nairobi Milli Parkı, 1946’da koruma altına alınarak park haline getirilen en eski doğal yaşam alanı konumunda.
1800’lü yılların ortasından 1964’e kadar İngiliz koloni hükümetinin yönetimindeki Kenya’nın 1964’te bağımsızlığına kavuşmasının ardından parkın koruması da Kenyalılara geçti.
Park, kurulduğu günden bu yana kaçak avcıların hedefinde bulunuyor. Ülkenin ilk Cumhurbaşkanı Daniel Arap Moi, 1989’da parkta güvenlik güçleri tarafından ele geçirilen 12 ton fil dişini yakarak yaban hayatını korumadaki kararlılıklarını göstermişti.
