Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneğinden (KLİMİK) yapılan yazılı açıklamada, Türkiye’de Ulusal Sentinel Sürveyans (Takip) Ağı ile grip hastalığının izlendiğe ve ağın, Dünya Sağlık Örgütü’nün Global İnfluenza Sürveyans ve Yanıt Sistemi’yle bağlantılı olduğuna değinilerek, buna göre gribin her yıl ekimde başlayarak aralıkta artıp nisan-mayıs aylarını kapsayan dönemde sık görüldüğü ve bu nedenle grip aşısının her yıl ekim ayında yaptırılması gerektiği belirtildi.
Risk grubundaki kişilerin, daha önce yaptırmamışlarsa şubat ayına kadar aşı olabilecekleri vurgulandı.
Dünya genelinde, her yıl başta gebeler, çocuklar ve yaşlılar olmak üzere 250 bin-500 bin kişinin ölümüne sebep olan grip hastalığından korunmanın aşıdan daha etkili bir yolu bulunmadığı kaydedilen açıklamada, şöyle denildi:
“Halka yanlış mesajlar vererek aşıdan soğutmak, çok sayıda kişinin hastalanmasına ve ölmesine neden olmak anlamına gelir. Kendini hekim olarak tanımlayan tüm meslektaşlarımızı söylemlerini bilimsel verilere dayandırmaya, medya kuruluşlarını da topluma doğru mesajları ulaştırma konusunda duyarlı olmaya çağırıyoruz. Grip aşılarının içinde alüminyum yoktur. Gribe yakalanmamak için sık el temizliği, sağlıklı beslenme, mevsime göre giyinme gibi kişisel önlemlerin yanı sıra özellikle risk altındaki kişiler için en etkili korunma yolu aşıdır. Aynı zamanda bu kişiler, gribin en önemli komplikasyonu, ölümlerin büyük oranda nedeni olan pnömoni (zatürre) açısından da risk altındadırlar.”
Grip aşısının 6 aydan büyük herkese önerildiği, ancak risk gruplarındaki kişiler ve bunların yakın temaslıları ile sağlık çalışanlarının grip aşısının öncelikle yapılması gereken gruplar olduğu ifade edildi.
Komplikasyon riski yüksek olan kişiler, “gebeler”, “6-59 ay arası çocuklar ile 50 yaş üstü yetişkinler”, “kronik hastalığı olanlar (astım dahil kronik akciğer hastalığı, diyabet, metabolik hastalıklar, kalp hastalığı, kronik karaciğer, kronik böbrek hastalığı, nörolojik hastalıklar), “bağışıklığı baskılanmış hastalar”, “6 ay-18 yaş arasında olup uzun süreli aspirin tedavisi kullananlar” ve “obez kişiler” olarak açıklandı.
SGK’nın karşıladığı durumlar
Açıklamada, aşının yapılmaması gereken durumlar ve yan etkilerine ilişkin şu bilgiler verildi:
“Yumurta alerjisi olanlara veya aşıya/aşı içeriğindeki maddelere karşı daha önce ciddi alerjisi gelişmiş olanlara grip aşısı yapılmamalıdır. Grip aşısının ciddi yan etki yapma olasılığı diğer aşılardan farksızdır. Aşının erişkinlerde görülen en sık yan etkisi enjeksiyon yerinde ağrı ve hassasiyettir. Bu şikayetler yüzde 10-64 oranında ortaya çıkar ve 1-2 gün içinde kaybolur. Aşıya bağlı ateş, baş ağrısı, kas ağrısı, halsizlik gibi sistemik belirtiler diğer aşılardan veya ilaç içermeyen (plasebo) bir enjeksiyondan fazla değildir. Ülkemizde uygulanan grip aşıları (İİV3 veya İİV4) inaktif (cansız) virüs aşısı olduğundan aşıya bağlı grip gelişmesi mümkün değildir. Aşı felç yapmaz, kısırlığa neden olmaz, gebelerde de güvenle yapılabilmektedir.”