Radyo sektöründe son dönem yaşananlara baktığım zaman sevindiğim ve hayal kırıklığına uğradığım olaylar görüyorum. Radyo programcıları artık eski gücünde değil yarattığı etki ve tesir bakımından çok zayıflar, birkaç isim biraz olsun dinleyici üzerinde etki kurabilse de yeterli değil maalesef. Radyo programcıları arasında eski kuşak, yeni kuşak ayrımı oluşmaya başladı. Yeni radyocular eskileri beğenmezken eskilerde yenileri beğenmiyor, söylenenlerin bir bölümünü sizlerle paylaşayım. Yeni kuşak radyocular eskilerin devrinin kapandığını artık bu işi bırakmaları gerektiğini yeni kuşak radyo programcıların daha etkin olduğunu savunuyor, eski kuşak diye adlandırayım radyocu arkadaşlarda yeni kuşağın tarz ve Üslubunu eleştiriyor ve dinleyiciyi radyoya bağlamaktan çok uzak olduklarını kendilerinin kötü bir taklitleri olduğunu savunuyor. Şimdi burada asıl konu son yıllarda radyo programcılarının TV, Gazete ve Dergi gibi basın organlarında yer almaması, yani haber değeri taşımamaları (Bir kaç tane bireysel çalışmaları saymazsak) ve radyocuların ilgi uyandırmaması diyebilirim. Sosyal Medya?da yine radyocuların etkisi çok zayıf. Bu zinciri kırmak gerekiyor.
Eski ve Yeni Kuşak Radyocular
Öncelikle artık her şey para kazanmak için yapılıyor, benimde en büyük eleştirim genç radyoculara çünkü onlar bu işi gönülden yapmıyor yaptığı işe emek vermiyor, disiplinden çok uzaklar, kazancı mesleki değerlerin üzerinde tutuyorlar ve bu işe gerekli olan zamanı ayırmıyorlar. Kendilerini devamlı büyükleriyle kıyaslayıp ben niye onun kadar kazanmıyorum diyerek kendilerini anlamsız bir psikolojiye sokuyorlar buda işte verimsizliği beraberinde getiriyor. İş yapıyorlar ama yapılan işin kalitesi düşüyor haliyle. Eski kuşak radyocular ise nasıl olsa ben artık kendimi kanıtladım bundan sonra ne yapsam radyolar benimle çalışmak ister mantığıyla kendilerini yenilemekten uzak bir performans sergiliyorlar. Yine eski kuşak radyocuların yeni neslin zevk ve tercilerini anlamaktan çok uzak olduklarını düşünüyorum çünkü eski kuşak radyocu arkadaşlar 15 yıldır aynı cümlelerle konuşuyor, aynı espriler aynı şarkı anonsları ile tarz olarak kısır bir döngü içerisindeler. Yeniliklere kapalı olmaları yine eski kuşak radyocuların en büyük problemi.
Kurslar
Radyocu olmaya meraklı gençler için birçok kurs var ama bu kursların yetiştirdiği elemanlarında yeterliliği konusunda şüpheler var çünkü ben bu kurslardan çıkıp başarılı olmuş bir isim görmedim, diksiyon derslerini ayrı bir yere koyuyorum. Kurslar ekonomik kaygıyla hareket ediyor ve kursları veren arkadaşlarımızın da teknik bilgiler üzerine duruyor. Radyo tecrübesi az olan arkadaşlar tarafından bu eğitim verildiği için radyoculuk mesleğinin ana fikri ve üretken olmak gerektiği yeni nesile çok iyi anlatılmadığını görüyorum.
Olması Gerekenler
Radyocular bence sanatçı ruhlu olmalıdır. Her isteyen radyocu olabilir mi? Bence hayır! çünkü bir Yazardır radyocu her programında yeni bir kitap yazar. Tiyatrocudur radyocu her programda yeni bir oyun sergiler. Müzik adamıdır radyocu halkın ne istediğini hisseder, kendi zevk ve tercihlerine göre liste oluşturmaz. Bestelerini anlık ve canlı yayında yapar radyocu ressamdır her programda dinleyicilerinin zihninde bir tablo yapar. Şairdir radyocu insanların ruhuna hitap eder. Radyocu kalbiyle beyni arasında mesafe tanımayan insandır, her programda ilham alır ve ilham verir. Radyocu bu mertebeye ulaşmak için yeteneğini devamlı geliştirmek zorundadır.
Bilgilendirme
Uzun süredir beraber çalıştığımız sevgili Özcan Beylan ile kısa süre önce yollarımızı ayırdık medyaalemi.com, oydar.com ve Radyotava.com’a verdiği destek ve emek için sizlerin huzurunda kendisine teşekkür ediyorum. Allah Yolunu açık etsin. Sitelerimizin iletişim bölümünde bana ulaşabileceğiniz telefon ve mail adresimiz bulunmaktadır oydar.com ve radyotava.com için bana bu adreslerden ulaşabilirsiniz. Tekrar görüşmek üzere..
Yazar: Erkut Aktaş