Yaptığı Başarılı Hit Şarkılarla Adından Söz Ettiren Emre Kaya İle Son Single Çalışması ‘Tebessüm ‘ü Konuşmak Üzere Bir Araya Geldik.
Yorumculuğuyla birlikte besteci ve söz yazarı kimliği ile müzik sektörünün aranılan; en başarılı isimlerinden biri olarak tanıdığımız Emre Kaya’nın ExpresShow röpörtajı yayında. Emre Kaya’nın şarkılarını yaptıktan sonra, ilk kime dinlettiğini öğrendiğinizde ise; O’nun sevgi dolu yüreğini bir kez daha hissedeceksiniz…,Hiç bir konserde sevenlerini kırmayışı , Tebessüm ’ün hikayesi … İşte soluksuz izleyeceğiniz “Emre Kaya“ Mehmet Efe DİNÇ İle Özel Röportajı”
Değerli izleyenler Sevgili okurlarımız Express Show kaldığı yerden devam ediyor. Birbirinden ünlü konuklar yine bu programda sizlerle beraber olmaya devam ediyor. Antalya’dayız ve bu haftaki konuğumuz Emre Kaya. Öncelikle hoş geldiniz hem Antalya’ya hem programıma.
Hoş bulduk çok teşekkürler. Nasılsın?
Çok teşekkür ediyoruz. Sizinle röportaj yapmanın keyfini yaşıyoruz. Bizleri burada ağırladığınız için Çok teşekkür ediyoruz . Öncelikle yeni şarkınız hayırlı olsun. ‘’ Tebessüm’’ ortalama 1 ayda 2 milyon dinlenmeyle şu an rekorlara doğru gidiyor. Neler söylemek istersiniz?
Ya bir defa her şeyden önce yaptığım şarkıların değerini bulması ve hızlı bir şekilde açılıyor olması bu benim için de büyük bir keyif, büyük bir mutluluk tabii ki. Elimden geldiği kadar samimi ve sıcak bir şeyler yaratmaya çalışıyorum. Yani bu dönem özellikle zaten böyle şarkıları isteyen bir dönem. Slow hissiyatı daha yüksek, normalde Emre Kaya şarkıları daha hareketli şarkılardı ama bu defa daha slow bir şarkının üzerine gitmeye çalıştım. Bize geri dönüşleri, feedbacklerifalan zaten çok iyi olduğu için keyfimiz inanılmaz yerinde.
Sizinle röportaj yapacağımızı duyurduğumuzda birçok arkadaşım mesaj attı bu şarkıyla ilgili ‘’ Ya bu nasıl bir şarkıydı?’’ diye. Yani o yorumlardan belki vakit kalırsa şimdi sizin de sahneniz var, onlardan birkaç tanesini okumak isterim ama ilgimi çeken bir şey var; şarkınızı paylaştığınızda ortada bir notunuz var sizin: ‘’ Yazarken de içimi acıtan bir şarkı oldu, anılar ne yaşanırsa yaşansın güzeldir.’’ demişsiniz.
Ya şimdi orda öyle bir durum var ki, aslında benim anlatmaya çalıştığım; insanın hayatı tamamen baştan sona bir film gibi, senaryo gibi. Ben yaşadığım her şeyi, bu zamana kadar yaşadığım tüm ilişkileri; aşk olsun, arkadaşlık olsun vesaire etrafımda gördüğüm, yaşanılan ilişkilerden feyz aldıklarımla vesaire her şeyle yola çıkarak yazdığım bir şarkı oldu bu. Ve ben zaten normal yaşantımda da hep şunun habercisi bir adamım yani şunu biliyorum; gerçekten yaşanılan her şey güzeldir iyisiyle kötüsüyle. Ben de onu orada ima etmeye çalıştım. Şarkının içinde de yaşanmış birçok şey var.
Farkındayız.
Tabii. İçimden geldiği gibi ben de şarkıya dökmeye çalıştım bunları. Dökebildiysem de ne mutlu.
Çok da iyi dökmüşsün gerçekten. O yorumları da işte Youtube’da alttakileri yorumları da okudum. Gerçekten harika, insanlar gerçekten çok beğenmiş. Şimdi şöyle de bir yoruma da denk geldim:’’ Şarkıyı daha önceden mi yaptınız?’’ mesela bunun akustik gitar performansıyla 10 yıl önce yapmış olduğunuz, sonradan kaldırmış ve bugün bu haliyle yayınlamış olduğunuzu yazıyorlar. Bunlar doğru mu? Bazıları da kızmışlar size; bu şarkıyı niye 10 yıl sonra çıkardın? Biz o günden bekliyorduk demişler.
Ya şarkı evet, bu şarkı benim eskiden yaptığım şarkılardan birisiydi. Normalde hep daha yeni yaptığım, daha yeni jenereettiğim şarkıları kullanmayı tercih ediyordum, bestelediğim şarkıları çıkartmayı tercih ediyordum ama ‘’ Tebessüm’’ aynen bir 10 yıllık belki 10’dan bile daha fazla 11 yıl falan olabilir. Enerjisinin şimdi çıkması gerektiğine inandığım için şarkıyı şimdi çıkardım. Bazı şarkılar öyledir. Demlendikçe rayını bulur, demlendikçe bazı şarkılar yolunu bulur. Yani bu dönemin o şarkıya ait bir dönem olduğunu hissettiğim için şimdi çıkardım. Biraz da kış ayı istiyor aslında bu şarkı, bir yaz ayı şarkısı değil. Havalar soğudukça bu şarkının etkisi çok daha büyüyecek, çok daha istediğim gibi olacak. Onun sihri orada yani havanın daha soğuk olması gerekiyor ve samimi bir şekilde bu şarkıyı dinlemen gerekiyor. O zaman şarkıyı hızlı bir şekilde algılayabiliyorsun.
Türkiye’nin de buna ihtiyacı vardı ki çok kısa bir sürede de 2 milyon dinlenmiş yani. Tam oturmuş yani.
Şimdi biliyorsun Youtube’da veyahut da dijital diğer platformların hepsinde artık öyle bir oynama var ki bir şekil işte satın alınmalar var sahte bir şekilde, ben bunların hiçbirisini yapmadım. Gerçekten orijinal bir şekilde ilerliyor. 1 ayda 2 milyon gerçekten çok ciddi bir rakam. Yani bunun bir 3-4 ay sonrasını ben düşünemiyorum çünkü kar topu gibi hızlı bir şekilde büyümeye başlıyor zaten belli bir orandan sonra çok daha süratli bir şekilde milyonlara ulaşmaya başlıyor. Önce bir fark edilme süresi var şarkının, daha çok yeni olduğu için 1 ay gibi bir sürede. Ve slow şarkıları anlatmak aslında daha zordur, insanların beynine pelesenk etmek slowşarkılarda çok daha zordur. Onun için elimden geldiği kadar şarkının arkasındayım. Her yerde dinleyicileriyle buluşturmayı çalışıyorum şarkıyı. Bir şekilde güzel gidiyor ya.
Antalya konserleriniz nasıl gidiyor? Daha doğrusu konserleriniz nasıl gidiyor?
Ya konserlerim çok iyi gidiyor. Zaten artık o kadar çok konser veriyoruz ki benim aklım beynim karışmış vaziyette. Evim İstanbul’da ama ben Türkiye’nin her yerindeyim artık her yer evim oldu. Bugün Antalya’dayız, yarın Niğde’deyiz, öbür gün başka bir yerdeyiz. Sürekli böyle devam eden bir süreç. Bir yandan da Avrupa Turnemiz başlayacak. Onun da haberini vereyim buradan senin dinleyicilerine de.
Teşekkür ederiz. Sizin bu konserlerinizin yoğunluğunu ben biraz da şuna bağlayabilirim; birçok sanatçı mesela konser esnasında izdiham olduğunda, fotoğraf çekilmek isteyen, onunla tanışmak isteyen hayranları geldiğinde ister istemez bir tartışma olabiliyor, kızgınlık olabiliyor, reddetmek olabilir ama sizde öyle bir şey yok. Siz çok mütevazisiniz hani böyle olabildiğince birçok dinleyicilerinizi elinizden geldiğince fotoğrafsa fotoğraf, tanışmaksa tanışmak gibi jestlerde bulunuyorsunuz. E dolayısıyla dinleyici ve izleyiciden kopmuş da olmuyorsunuz. Bu da sanırım artık sizin popüler olup belli bir yerde ‘’ Bu da bozdu’’ değil de hala aynı çizgide kalmanızı sağlıyor.
Ya öyle güzel bir şey söyledin ki; işte belli bir yere geldikten sonra ‘’ Bu da bozdu’’. Şimdi orada anlatmaya çalıştığım fikir aslında çok önemli, bütün işin sırrı orada yatıyor. Yani ne olursa olsun insanız hepimiz. Ben konuya gerçekten böyle bakıyorum; ben şarkı söylüyor olabilirim, elime mikrofonu alıp bir serzenişte bulunuyor olabilirim, mutluluğumu yaratıyor olabilirim amma velakin günün sonunda sen bir insansın ve o samimiyetinle insanları buluşturduğun zaman, o sıcaklığını kaybetmediğin zaman insanlar sana 2 adım daha önde ilerlemeye devam ediyorlar. Ben de bunu bozmadan yoluma devam ediyorum yani, önemli olan mutlu olabilmek. İnsanın öyle çok uzun süre dünyada bir yaşamı yok yani hani sonsuzluk diye bir şey yok. Berabersek mutluysak, yan yanaysak, eğleniyorsak, gülüyorsak ne mutlu. Diğerlerinin çok fazla bir önemi yok, benim hayatımda da yok. Samimiyim burada. Seviyorum ya ben samimi insan hastasıyım öyle söyleyeyim. Ben gülen insan hastasıyım, samimi insan hastasıyım.
Şimdi ben yaklaşık bir 10-15 yıl önce yerel bir radyoda çalışırken sizinle bir fotoğraf çekilmiştim. Orada da zaten hani radyomuza konuk gelmiştiniz. Emre abi dediğimde gel kardeşim demiştiniz. Baya böyle hani dedim bu adam ünlü değil mi ya? Yani o kadar samimi davrandınız ki. Bir arkadaşımla, bir abimle yan yana gelmiş fotoğraf çekilmiş gibiydim.
Ya zaten böyle hepimiz kardeşiz ya. Gerçekten öyle yani ben hayata böyle samimi bakıyorum. Bir fotoğraf çekildik ve ben de mutlu olmuşumdur, enerji olarak ben de kendimi iyi hissetmişimdir. Sen de güzel hissetmişsin yolumuza devam ediyoruz. Bugün bak yine yan yanayız. Bir kere daha bir anımız oldu, röportaj yapıyoruz. Bir fotoğraf daha çekeriz, yolumuza devam ederiz ya.
Çekelim mi şimdi bir tane daha?
Hemen çekelim aynen. Beraber bir fotoğrafımız daha olsun.
Evet bu da bizim bir anımız oldu. Çok teşekkür ediyorum. Şimdi son birkaç sorum kaldı, siz de konsere yetişeceksiniz. Hayranlarınız sizi bekliyor ama beni yine de kırmayıp röportaj yaptığınız için çok teşekkür ediyorum, çok sağ olun. ‘’Söz yazarı, besteci, müzisyen ve yorumcu’’ yani birçok özellik taşıyorsunuz aslında. Hangisi sizin için daha ağır basıyor?
Bunların hepsi bende ağır basıyor çünkü ben kendimi bildim bileli hep şarkı söyledim, hep söz yazdım, hep de önüme baktım. Nasıl bir şey üretebilirim? Ben hep bunun yolundaydım. Bunların hepsi zaten bana doğuştan verilmiş bir şey. Ve ben tabii ki o yeteneklerimi bir şekilde geliştirmeye çalıştım. O işin farklı bir bölümü ama hiçbirini birbirinden ayırt edemiyorum ki. Yani istemsiz hepsi zaten bir arada geliyorlar bana. Düşünmedim yani bunu, hepsi çok keyifli, hepsinin ayrı bir yeri var. Hiçbirisi ağır basmıyor ekstra, hepsi aynı derecede ilerliyor benim için. Doğrusu bu.
Yani siz konuşunca ben sanki Edebiyat hocasını dinliyormuşum gibi ‘’ Anlat hocam anlat’’.
Ya yok ben samimi dille, yalın bir dille anlatmaya çalışıyorum. Yani gerçekten benim içimdeki çağlayan durum bu şekilde. Onun için başka bir şey düşünmem zaten söz konusu bile değil.
Çok teşekkür ediyorum ama ben bir sorumu sanki eksik aldım. Yorumunuzdan tekrar bahsedeceğim; hani ‘’Yazarken benim içim de acıdı diyorsunuz.’’ Orada neyi ima etmeye çalıştınız? Hala unutmadığınız bir şey mi var acaba?
Yani diyorum ya benim hayatım zaten bir sürü bu ilişkilerin içinde geçti. Gün içinde de öyleyiz ki; arkadaşlarımızla beraberiz, yaşadığımız eski aşklarımız var. Tabii ki benim de hayatımda oldu birçok şey oldu ama öyle ekstra spesifik olarak hani ben bu şarkıyı buraya yazdım, buna yazdım falan gibi bir durum söz konusu değil ama yaşadığım birçok şey var. Zaten bestecilik öyle bir şeydir, bir şeyleri biriktirirsin biriktirirsin ve bir anda dökülmeye başlar. Yani evet eski aşkıma değil o zaman hani birçok yaşadığım ilişkiye yazdım diyebilirim. Onların hepsinin toplamında o bir şarkı olarak çıktı.
Peki olmazsa olmaz röportajımızda bir sorumuz var.
Hadi çok tehlikeli bir soru. Neymiş o soru?
Nasıl diye sorma, şimdi şarkınızdan yola çıkacağız. Peki ritüel şeyler ortaya çıktı aslında ‘’nasıl diye sorma’’ deyince, bir yorumunuz var mı hani? Soran oldu mu?
Ya şunu hakikaten uyuz oluyordum o sırada. Emre Kaya nasıl diye sorma, nasıl diye sorayım. Yani böyle 70 kişi bunu söylüyordu ve sinir sistemim dağılmıştı benim o sıra. Bir yere gidiyorum, Emre Kaya nasıl diye sorma, nasıl diye sorayım falan böyle yani bunu espri haline getirmişlerdi. Oradan kurtuldum şu an onun için mutluyum hiç oralara girmeyeyim.
Çok teşekkür ediyorum, programımızın küçük bir bölümü var. Soğuk esprilerle aranız nasıl?
Kötü. Vallahi sevmiyorum ya.
Yapalım mı bir tane de size? Ben şimdi Express Show’da çok sevdiğim, samimi olduğum sanatçıları ağırladığımda mutlaka bir Mehmet Efe Dinç klasiği gerçekleştiriyorum; soğuk espri yapıyorum. Artık güne ya mutlu devam edersiniz ya da…
Konsere gidiyorum onun için mutsuz olmam mümkün değil. Senin söylediğin beni buradan muhakkak mutlu bir şekilde kaldıracaktır.
Çok teşekkür ediyorum, o zaman sorumuz gelsin. ‘’ Vampir ile kurt evlenirse çocukları ne olur?’’
Vampir ile kurt evlenirse çocukları ne olur? Çok güzel, vampir ile kurt. Vampir kan ısırma falan, kurt.
Çok mantıklı bir cevap beklemeyin.
Ne olur abi uzaylı mı olur? Öyle bir şey olması lazım. Ne olur abi çok merak ettim?
Vampir ile kurt evlenirse çocukları kumpir olur.
Aaaa, abi yıktın beni şu an ya. Hakikaten ya bunu yapmasan daha iyiydi ama benim keyfim yerinde olacak şimdi ben konsere gidicem, ben seni kendi halinde bırakıyorum artık. Kendi kendine soğuk esprinle otur kardeşim.
Biz bunları ekip arkadaşlarımız arasında da çok yaparız. Soğuk esprimi yapayım. Temel doping almış, koşu esnasında hakemler doping aldığını anlamasın diye sizce ne yapmıştır?
Ne yapmıştır? Doping her türlü anlaşılır yani bilmiyorum. Şu an sen espritüel olarak yaklaştığın için benim bir şey düşünmem çok zor. Ne yapmıştır?
Yavaş koşmuş.
Çok iyisin. Roketsin yani gerçekten sen bu soğuk espri konusunda çığır aşmışsın ben sana söyleyeyim.
MEHMET EFE DİNÇ | ANTALYA