Organize suç örgütü lideri Sedat Peker, “bulunduğu ülkedeki güvenlik görevlileriyle yapmış olduğum görüşme neticesinde, kafa karışıklıklarını gidermek için” 6 dakikalık bir video yayımladı. Peker kendisi hakkında öldüğü ya da cezaevinde olduğuna yönelik iddialar nedeniyle bir video yayımlamak zorunda kaldığını belirtti. Peker, “15 gün sonra can riskimle ilgili yeni bir değerlendirme yapılacakmış, bundan sonraki aşamada bir karar verecekler. Ama burada ama başka bir ülkede verdiğimiz akdi inşallah tamamlayacağız”açıklamasını yaptı.
“Bazı arkadaşlarımız benim öldüğüm ya da cezaevinde olduğum yönünde şeyler söylemişler”
Peker 2 haftalık aranın ardından yayımladığı videoda, “Bazı arkadaşlarımız benim öldüğüm ya da cezaevinde olduğum yönünde şeyler söylemişler. Bu paylaşımları da başkalarının benim adına yaptığını söylemişler. Bu vesileyle bu kısa videoyu çekme zorunluğu hissettim. Video çekmeme konusu benim fikrim veya benim düşüncem değil. Uluslararası güvenlik riski diye bir şey varmış. Ben kırmızı şeydeymişim. Suikast yapılma riskinde en üst noktadaymışım.” dedi.
Peker, arkasında Paulo Coelho’nun “Işığın Savaşçısının El kitabı”, masanın üzerinde ise dürbün, kapalı iki zarf yer aldı.
“Ricalarım neticesinde videoyu yayımlamam için olur çıktı”
Peker şu ifadeleri kullandı:
“Bu sebeple video çekmem konusunda bulunduğum ülkenin kanunları gereği, dünyadaki uygulamalar bu yöndeymiş. Ancak ben kafa karışıklığı olduğu için böyle bir düşünceleri olduğu için kendilerinden ricada bulundum. Ricalarım neticesinde videoyu yayımlamam için olur çıktı. Öncelikle şunu söylemek isterim, biz akit yaptık. Ben verdiğim sözden dönmem. İnşallah ilerleyen zamanlarda eğleneceğiz. Vallahi deli edeceğim billahi deli edeceğim.
“Kendimizi de sevdiklerimizi de ailemizi de koruyabilecek kadar cesaret, tecrübe ve akıl sahibiyiz”
Benim için endişelendiğinizi biliyorum. Bana endişelenmeyip ufak çocuklarım için endişelenenlerin olduğunu biliyorum. Kendimizi de sevdiklerimizi de ailemizi de koruyabilecek kadar cesaret, tecrübe ve akıl sahibiyiz. Biliyorum birçoğunuzu morali çok bozuk, yaşadığınız şartlar, imkânsızlıklardan dolayı. Ancak böyle durumlarda şöyle yapardım, benden çok daha kötü kadere sahip olmuş insanların hayatlarını incelerdim.
Bunların bir tanesini cezaevindeyken okumuştum. ‘Sistemde 50 yıl’ diye. İskoçya’da 14-15 yaşlarındayken 10 sene oldu kitabı okuyalı. Mahallede işlediği küçük bir suçtan dolayı hem kriminal bölümü olan hem hastane hem cezaevi olan bir yere giriyor. Birkaç kere kavgaya karıştığı için cezası uzatılıyor. Sonra oradaki da görevliler bakıyorlar, zeki bir adam. Orada kantin gibi bir yere veriyorlar. Bunu çalıştırarak ondan para kazanıyorlar. Sistem hep böyle işliyor. Bu adama devamlı olumsuz rapor yazdıkları için ömür boyu orada kalma şeyi veriliyor. Aradan 50 yıl geçiyor, bir tane kadın, yardım kuruluşları oluyor ya. Hastane’ye gidiyorlar. Bu adamın psikolojisi bozuk değil, dahi gibi zeki bir adam. Kadının kefil olmasıyla oradan çıkıyor. Daha sonra o kadınla evleniyorlar. Şimdi bu adamın durumu ne biliyor musunuz, İskoçya’da, İngiltere’deki en büyük üniversitelerde ders anlatıyor. Yazdığı kitap hukuk üniversitelerinde tamamlayıcı kitap olarak öneriliyor. Böyle kötü bir kaderiniz olabilirdi.
“15 gün sonra yeni bir değerlendirme yapılacakmış can riskimle ilgili”
Her ne olursa olsun umudumuzu kaybetmemeliyiz. Umut hırsızlarına umudumuzu çaldırmamalıyız. Bir umuttur yaşamak. 15 gün sonra yeni bir değerlendirme yapılacakmış can riskimle ilgili. Bundan sonraki aşamada bir karar verecekler. Ama burada ama başka bir ülkede verdiğimiz akdi inşallah tamamlayacağız. Kendinize çok iyi bakın, dualarınızda beni unutmayın”