Medya AlemiMedya AlemiMedya Alemi
  • Medya
  • Gündem
  • Magazin
  • Dizi/TV
  • Teknoloji
  • Kültür/Sanat
  • Yaşam
  • Sağlık
  • Spor
  • Diğer
Haber İbrahim Kalın’dan WhatsApp Açıklaması!
Paylaş
Font ResizerAaa
Medya AlemiMedya Alemi
Font ResizerAaa
Arama
  • Home
    • Home 5
  • Demos
  • Categories
  • Bookmarks
  • More Foxiz
    • Sitemap
  • Kullanım Şartları
  • Künye
  • İletişim
  • Advertise
© Copyright 2022, Medya Alemi Tüm Hakları Saklıdır.
Medya Alemi > Gündem > İbrahim Kalın’dan WhatsApp Açıklaması!
Gündem

İbrahim Kalın’dan WhatsApp Açıklaması!

Son Güncelleme 11 Ocak 2021 10:49
5 yıl önce
Paylaş
Paylaş

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Boğaziçi Üniversitesi’ne Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla atanan rektör Melih Bulu’ya ilişkin, “Cumhurbaşkanının bir yetkisinin sorgulanması, bunun tartışmaya açılması noktasına getirilmesi, siyaset açısından da üniversite açısından da sağlıklı bir durum değil,” dedi.

CNN Türk’te bir programa katılan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör atanması sonrası çıkan tartışmalarla ilgili olarak, “Rektör atanması meselesinde (Boğaziçi Üniversitesi) Cumhurbaşkanının bir yetkisinin sorgulanması, bunun tartışmaya açılması noktasına getirilmesi, siyaset açısından da üniversite açısından da sağlıklı bir durum değil. Özellikle de bir partinin bunu politize edip kendi siyasi gündemine eklemlenmeye çalışması Boğaziçi Üniversitesine de oradaki öğrencilere de haksızlık” ifadelerini kullandı.

“Geçmişte de rektörler atandı”

Prof. Dr. Melih Bulu’nun Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğüne atanmasına ilişkin tepkiler ve sonrasında yaşanan tartışmalarla ilgili soru üzerine Kalın, üniversitelerde rektör atama sisteminin son 2 yıldır Cumhurbaşkanı tarafından yapıldığını söyledi. Kalın, rektörlerin geçmişte de cumhurbaşkanları tarafından atandığını söyleyerek, seçim yapılırken de nihai olarak seçim sonuçlarının cumhurbaşkanının önüne gittiğini ve cumhurbaşkanının takdiriyle bir rektör atamasının yapıldığını ifade etti. Dünyanın değişik ülkelerinde seçimlerin yapıldığı sistemler bulunurken, direkt atama yöntemiyle görevlendirmelerin yapıldığı modellerin de bulunduğunu söyleyen Kalın, Türkiye’de rektörlük seçimleri modellerinin bir dönem denendiğini ancak bunun kendine göre birçok kusurlarının ortaya çıktığını söyledi. Kalın, üniversitelerde seçim yapılmasıyla ilgili kampanyaların üniversiteleri gereksiz yere politize eden, bölen kampanyalara dönüştüğünü iddia ederek, şunları söyledi:

“Dönem dönem sayısal olarak dile getirilen şikayetlerden bir tanesi, sosyal bilimcilerin özellikle tıpçılara karşı hiçbir şanslarının olmadığıydı. Bugünkü modele geçilmesinin temel sebebi de üniversitelerdeki seçim sistemi tartışmalarını bir kenara koymaktı. Bir taraftan baktığınızda daha demokratik, daha katılımcı, daha doğru gibi görünüyor ama mahsurlarını dikkate aldığınız zaman üniversiteleri gerçekten gereksiz yere politize eden bütün bu kampanya öncesi, sonrası, bir rektör seçildikten sonra yaşananlar, kadrolaşmalar… Bu tartışmaların önünü, sonunu göremediğiniz başka bir furyanın içine giriyordunuz.”

“Yeni sistemde bütün üniversitelere rektör böyle atanıyor”

Erdoğan’ın burada yasalar çerçevesinde bir takdirde bulunduğunu söyleyen Kalın, “YÖK belli isimler getirdi, o da onların içinden bir tanesini seçti. Şimdi bu itirazı yapan öğrenciler ve onlara destek veren diğer çevreler, ‘Biz rektöre değil bunun atama usulüne karşı çıkıyoruz’ diyorlar. Yeni sistemde bütün üniversitelere rektörler böyle atanıyor. Vakıf üniversitelerinde, özel üniversitelerde onların önerdiği isim tercih ediliyor ama devlet üniversitelerinde, kamu kaynakları kullanan bir üniversitede rektörün cumhurbaşkanı tarafından atanması mevcut uygulamayı ifade ediyor.” diye konuştu.

“Boğaziçi’ne istisna yapılamaz”

İbrahim Kalın, geçmişte seçim yoluyla yapılan atamalarda üniversitelerde kutuplaşmanın yaşandığını belirterek, “Gerçekten üniversitenin akademik, bilimsel enerjisini siyasal alana kaydıran, çekişmelere ve başka tartışmalara kaydıran bir modeldi o model. Burada 2-2,5 yıldır rektörler böyle atanıyor. Burada ‘Boğaziçi’ne istisna yapın’ demek de herhalde makul bir talep olmayacaktır.” dedi.

“Konu parti siyasetine dönüştü”

Tartışmaların daha sonra başka bir yere kaydığını ileri süren Kalın, şöyle konuştu:

“Maalesef bir siyasi parti bunu kendi siyasi meselesi haline getirmeye çalıştı. İl başkanı üzerinden vs. konu, parti siyasetine dönüştürüldü. Buna da doğal olarak tepki geldi. Burada rektörün yetkinliği tartışılmıyor usul tartışılıyor, bu şekilde atanması doğru değildi deniliyor. Ben de diyorum ki mevcut yasalar içinde atamalar zaten böyle yapılıyor şu anda. Bu da bir tecrübeye dayalı olarak tercih edilmiş bir sistem.”

“Boğaziçi’ne haksızlık”

Kalın, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Buradaki tartışmanın, rektör atanması meselesinde Cumhurbaşkanının bir yetkisinin sorgulanması, bunun tartışmaya açılması noktasına getirilmesi, siyaset açısından da üniversite açısından da sağlıklı bir durum değil. Özellikle de bir partinin bunu politize edip kendi siyasi gündemine eklemlenmeye çalışması Boğaziçi Üniversitesine de oradaki öğrencilere de haksızlık.”

“Meseleye nasıl bir çözüm bulunabilir?” sorusuna yapılması gereken şeyin basit olduğu yanıtını veren Kalın, rektörün performansına bakılıp bunun esas alınması gerektiğini vurguladı. Kalın, “Burada usul tartışmaya açıldığında yani ‘Bu yetkiyi kullanamazsın’ tarzı bir siyasi çıkış ki maalesef bu siyasi partinin, CHP’nin yaptığı bu oldu. Ondan dolayı mesele bu kadar büyüdü. Konu ile ilgisi, alakası olmayan bir kesimler tartışmaya girdiler, gittiler oraya öğrencilere destek vermek adına başka bir siyasi gündemle oraya yöneldiler ve mesele bir üniversite, rektör, akademik standart, seviye vb. şeylerden çıktı başka bir siyasi alana kaydı. Tam da bunun olmaması gerekiyordu zaten. Bir siyasi parti bunu böyle politize ettiğinde üniversite ortamına huzur getiriyor mu? Üniversitenin akademik, ilmi, bilimsel çalışmalarına katkı sağlıyor mu?” değerlendirmesini yaptı.

“Dünyanın hiçbir yerinde üniversitelerde böyle bir kural yok”

Protestolar sırasında “Kayyum rektör istemiyoruz” sloganına ilişin görüşü sorulan Kalın, Rektör Prof. Dr. Melih Bulu’nun buna gayet makul, medeni ve demokratik bir şekilde cevaplar vermeye çalıştığını öne sürdü. Kalın, Bulu’nun öğrencilerle konuşmaya çalıştığını belirterek, “Ama şimdi ‘Benim dediğim olacak, sen kayyum rektörsün’ diye bir şey dayattığınız zaman da mevzu başka bir yere kayıyor.” dedi. Bir üniversite rektörünün sadece o üniversiteden atanması gerektiğine ilişkin dünyanın hiçbir yerinde, üniversitesinde böyle bir kuralın olmadığını aktaran Kalın, bazı teamüller öyle olmuş olabilir ama bunu bir hukuki umre haline, kural haline getirilmemesi gerektiğini söyledi.

“CHP İstanbul İl Başkanı üzerinden konu siyasallaştırıldı”

Kalın, Cumhurbaşkanının da önüne gelen dosyaları incelediğini dile getirerek, herhangi bir üniversiteye rektör olacak kişinin akademik birikimine, yöneticilik tecrübesi ve diğer yönlerine baktığını aktardı. Konunun başka bir zemine kaydırıldığını vurgulayan Kalın, sözlerini şöyle sürdürdü: “Üniversiteli öğrenciler, akademisyenler kendi dinamikleri çerçevesinde, kendi tartışma zeminleri içinde bu konuyu devam ettirselerdi belki daha sağlıklı bir tartışma zemini olacaktı ama konu politize edildi, siyasallaştırıldı, özellikle CHP İstanbul İl Başkanı üzerinden konu siyasallaştırıldı ve tartışma, oraya gidip bir meşru cumhurbaşkanının kullandığı bir yetkinin sorgulanması meselesine dönüştü.”

Sosyal Medya platformları ve Türkiye

Türkiye’de de son bir yılda bu şirketlerin durumunun gündeme geldiğini anımsatan Kalın, şöyle devam etti:

“Bu şirketlerin Türkiye’de ofis açmaması konusu. Çok basit bir soru sorduk. Avrupa’da açıyorsunuz. ‘Durumumuz farklı’ dediler. Şimdi ofis açmaya başladılar. Alternatifler üretilecektir. Biz de kullanıyoruz ister istemez. Son birkaç gündür görüyorum ve çok haklı bir tepki. Ben de buna destek oluyorum. Ben de büyük ihtimalle kapatacağım WhatsApp’ı. Onay vermeyeceğim. Bir Avrupa vatandaşına sağladığı istisnayı bana neden sağlamıyor? Veya benden istediği şeyleri neden onlardan istemiyor? Burada ne oluyor? Hangi bilgileri nereyle paylaşacak, beni hangi kümenin parçası olarak görüyor? Son tahlilde bunu eşit vatandaşlar olarak alıp kullanmıyor muyuz? O da bu kullanım üzerinden para kazanıyor. Bizim üzerimizden para kazanıyor. Biz WhatsApp’a para ödemiyoruz ama başka yerlerden para kazanıyor. Bilgiyi de kullanıyor, bir borsa değeri oluşturuyor.”

SGK Şubeleri Önünde EYT Kuyruğu!
Mel Gibson’dan Yangınlara Sert Tepki: Su Eksikliği Nasıl Olur?
Organize Suç Örgütü İnegöl Terkinler Çetesi Çökertildi!
Emekli Maaşı Zam Oranı Belli Oldu!
Avrasya Tüneli geçişlerinde KDV indirimi yürürlüğe girdi
EtiketlerChpCNN TürkCumhurbaşkanlığı Sözcüsüİbrahim KalınWhatsappWhatsapp Gizlilik Sözleşmesi
Bu Haberi Paylaş
Facebook Whatsapp Whatsapp LinkedIn
Önceki Haber Baydamar Ersin Radyocu Baydamar Ersin Kalp Krizi Geçirdi!
Sonraki Haber Devlet Bahçeli Bahçeli: Cumhurbaşkanı’na Sözde Demek Milli Egemenlik İlkelerine Hakaret!
Sivrisinek
Sivrisinekler Kimi Seçiyor, Kimi Es Geçiyor? Uzmanlardan Çarpıcı Açıklamalar!
Diğer
Gazlı içecek
Genç Erkeklerde Saç Dökülmesi Artıyor: Suçlu Gazlı İçecekler Olabilir mi?
Diğer
Araba korna
Arabaların Kornası Hiç Biter mi? İşte Uzmanların Açıklaması!
Diğer
Çocuk Canlı Yayın
Çocuklar İçin İdeal Ekran Süresi: Yaşa Göre Tavsiyeler ve Uzman Önerileri!
Diğer
Tartışma
Anlaşmazlık Değil, İletişim: Tartışmayı Sanata Dönüştürmenin 11 Yolu!..
Diğer
Medya AlemiMedya Alemi
© Copyright 2022, Medya Alemi Tüm Hakları Saklıdır.
  • Kullanım Şartları
  • Künye
  • İletişim
  • Advertise