Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Avrupa Birliği (AB) Dışişleri Bakanları toplantısında yapılan Ayasofya açıklamasına ilişkin, “Kınama sözcüğünü biz reddediyoruz. Kaldı ki bu Türkiye’nin egemenlik haklarını ilgilendiren bir konu” dedi.
Bakan Çavuşoğlu, Malta Dışişleri ve Avrupa İşleri Bakanı Evarist Bartolo ile görüştü. Görüşmenin ardından Bakan Çavuşoğlu ile Bartolo, ortak basın toplantısı düzenledi. Bakan Çavuşoğlu, Bartolo ile koronavirüs nedeniyle çok sık bir araya gelemediğini, fakat sürekli temas halinde bulunduklarını belirterek, çok önemli toplantılar gerçekleştirdiklerini kaydetti. Bakan Çavuşoğlu, 15 Temmuz darbe girişiminin 4’üncü yıl dönümüne ilişkin, “4 sene önce ülkemiz hain bir darbe girişimine maruz kaldı. Milletimizin dik duruşu ile bu darbeyi yendik. O gece 251 şehit verdik. Hain darbe girişiminde bulunan bu teröristler ile içeride ve dışarıda mücadelemizi sürdüreceğimizi vurgulamak isterim” dedi.
‘THY 1 AĞUSTOS’TA UÇUŞLARINI BAŞLATACAK’
Bakan Çavuşoğlu, Bartolo ile ikili ilişkileri gözden geçirdiklerini kaydederek, “Önümüzdeki süreçte karşılıklı ziyaretleri gerçekleştirmeye devam edeceğiz. Bartolo, Milli Savunma Bakanımız ile de bir araya gelecek. Ziyaretler nezaket ziyaretleri değil. Öncelikle ikili ilişkilerimizi nasıl geliştireceğiz, bunu konuşuyoruz. 1 milyar dolar ticaret hacmi hedefimiz vardı, geçen yıl 1.2 milyar dolar oldu. Koronavirüs sürecinden etkilendi ama bu geçici bir etkilenme. Yatırımlar bakımından Türkiye Malta’da ikinci sırada. Malta Türk firmalarına özellikle inşaat firmalarına güvendiği için bugüne kadar önemli projeleri Türk firmalara verdi. 129 vatandaşımızın Türkiye’ye tahliyesinde verdikleri destek için teşekkür ediyorum. 1 Ağustos itibari ile THY, doğrudan Malta’ya uçuşları başlatacak. Malta, Türkiye’yi güvenli ülkelere dahil ettiği için teşekkür ederiz” diye konuştu.
‘YUNANİSTAN İLE DİYALOĞU TEKRAR BAŞLATTIK’
Bakan Çavuşoğlu, Libya’nın istikrarının Malta, hatta İtalya için çok önemli olduğunu vurgulayarak, “Doğu Akdeniz’de herkesle iş birliği yapmak istediğimizi, Kıbrıs’ta hakça paylaşımların sağlanacağı çalışmaların içerisinde olmak istediğimizi anlattım. Türkiye ile diyaloğa hazır olan ülkeler var ise Yunanistan ile bu diyaloğu tekrar başlattık, meseleleri çok kolay halledebiliriz” ifadesini kullandı.
‘KINAMA SÖZCÜĞÜNÜ REDDEDİYORUZ’
Bakan Çavuşoğlu, AB Dışişleri Bakanları toplantısında Ayasofya’ya ilişkin yapılan açıklamaya dair şunları kaydetti:
“Dün AB Dış İlişkiler Konsey Toplantısı’nda Türkiye gündemdeydi. Fransa, Rum kesimi ve Yunanistan, Türkiye’nin gündemde olmasını isteyen ülkelerdi. Borrell ile biz samimi bir şekilde görüşürken düşüncelerimizi anlattık. Türkiye’ye ilave bir yaptırım kararı çıkarsa, bunun karşılığını vereceğimizi vurgulamıştık. Hep şunun altını çizdik; Doğu Akdeniz’de herkes ile diyaloğa hazırız, iş birliğine hazırız. Yunanistan ile Cumhurbaşkanımızın telefon görüşmesi sonrası bir diyaloğu başlattık. Demek ki istenirse diyalog olabiliyormuş. Diyalog ile bu konuları çözebiliriz. Tek taraflı dayatma ve yaptırımlara karşıyız, bunlara da boyun eğmeyiz. Ayasofya ile ilgili Borrell eğer ‘açılmasaydı daha iyi olurdu’ deseydi buna saygı duyardım. Kınama sözcüğünü biz reddediyoruz. İspanya’da da cami olarak inşa edilmiş, daha sonra da kiliseye çevrilmiş eserler var. Biz de İspanya’ya ‘bunları tekrar camiye çevirin, sizi kınıyoruz’ mu dememiz lazım. Kaldı ki bu Türkiye’nin egemenlik haklarını ilgilendiren bir konu. Burası geçmişte İstanbul fethedildikten sonra 1462’de ecdadımız Fatih Sultan Mehmet’in adıyla kurulan vakfa cami olarak vakfedilmiş. 481 yıl cami olarak hizmet etmiş, daha sonra ise müze olarak bu eser korunmuş. UNESCO’nun da listesinde olan bu eseri biz göz bebeğimiz gibi korumuşuz. Bundan sonra cami olarak ibadet de edilebilecek. Herkesin ziyaretine ücretsiz olarak da açık olacak. Atılacak adımlar konusunda UNESCO ile de bilgilendirme dahil iş birliğimiz olacak. Biz bu kadar yapıcıyken, böylesine iyi niyetli bir yaklaşım içindeyken Türkiye’yi kınamak doğru bir yaklaşım değil. ‘Türkiye’nin egemenlik hakkıdır ama burası korunsun’ diyenlere de biz teşekkür ediyoruz, biz de aynı düşüncedeyiz diyoruz. Kınama tabiri pek hoş olmadı. Esasen Borrell’in de üslubu değil kınama tabiri.”