Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş, Eski CHP Genel Başkanı ve CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal’a yapılan tıbbi müdahalede yer alan öğretim üyeleri Girişimsel Radyoloji Uzmanı Prof. Dr. Kıvılcım Yavuz, Anestezi Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Oral, Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Canan Işılay ve Beyin Cerrahı Prof. Dr. Şükrü Çağlar ile basın toplantısı düzenledi.
Baykal’ın bu sabah saat 05.00 gibi öksürükle ve boğulma hissiyle uyandığı ve danışmanını aradığı bilgisini aldıklarını anlatan İbiş, bunun önemli bir bilgi olduğunu çünkü bu davranışların Baykal’ın bilincinin açık olduğunu ortaya koyduğunu söyledi.
İbiş, Baykal’ın saat 06.30 gibi özel bir hastaneye gittiğini ve MR’ının çekildiğini belirterek, sol tarafındaki güçsüzlük nedeniyle Baykal’ın Ankara Üniversitesi İbn-i Sina Hastanesine acil müdahale için nakledildiğini aktardı.
Bu süreç içinde Baykal’a söz konusu girişimler için hazırlık yapıldığını anlatan İbiş, “Saat 08.00 gibi anjiyo ünitemize ilk müdahale için alınıyor. Anjiyo ünitemizde de beyine giden ana damarların birinde oluşan tıkanıklığı yapan pıhtıyı çıkarmak için müdahale ediliyor. Büyük gayretle yapılan müdahale ile pıhtı başarıyla çıkarılıyor.” diye konuştu.
“48 saat yoğun bakımda takibi olacak”
Rektör İbiş, bu süre içinde hiçbir komplikasyon oluşmadığı bilgisini vererek, şunları kaydetti:
“Beyne kan akımı normale dönüyor ve ondan sonraki süreçte ise ilaç tedavisi zaten başlamıştı ama bundan sonraki sürece ilişkin ilaç tedavilerine başlanıyor ve hastamız tekrar yoğun bakıma alınıyor. Yoğun bakımda tedavisi devam ediyor. Ben de kendisini gördüm ve kendisiyle konuştum. Bilinci gayet açık, konuşabiliyor, her olayın farkında. Güç kaybında da geriye dönüş görülüyor. Ayağı da oldukça toparlandı, elindeki de iyileşme sürecinde. Elbette, bu tedavi devam edecek. Tahmin ediyorum 48 saat bir yoğun bakımda takibi olacak, tedavileri yapılacak. İnşallah, daha iyi bulgular ortaya çıkacak.”
“Beyin fonksiyonlarında herhangi bir şey yok”
Deniz Baykal’ın bundan sonraki süreçte nelere dikkat etmesi gerektiğinin sorulması üzerine İbiş, şu yanıtı verdi:
“Elbette iyileşme sürecinden sonra bana göre eski aktivitesine kavuşacaktır. Özellikle söylüyorum, beyin fonksiyonlarında herhangi bir şey yok, çok rahat iletişim kuruyor. Dolayısıyla da elbette eski fonksiyonlarına dönecektir. Bundan sonraki süreçte bir akciğere, bizim aspirasyon dediğimiz bir tükürük kaçması oldu. Ona karşı hemen tedaviye başlandı. Her şey yolunda giderse inşallah, görevinin başına tekrar dönecektir diye düşünüyorum.”
“İlk 24 saati yakından takip etmek lazım”
Ne zaman taburcu olmasının öngörüldüğüne ilişkin soru üzerine de İbiş, “Bulgular, bu süreçte ne kadar kalacağını, ne gibi tedaviler uygulanacağını belirleyecek. Şimdilik, bunu konuşmak erken. İlk 48 saati hele ki 24 saati yakından takip etmek lazım. Şu anda yoğun bakımda ve yoğun tedavi altında olan bir hastamızdır Deniz Bey.” açıklamasında bulundu.
“Kolunda bir güçsüzlüğü var”
Prof. Dr. Kıvılcım Yavuz da Baykal’ın şu anda medikal takip ve tedavisinin devam ettiğinin altını çizen Yavuz, “klinik durumunun ilk geldiği zamana göre düzeldiğini ve bacağının oldukça iyi olduğunu, çok hafif kolunda bir güçsüzlüğü bulunduğunu, bunun da takiplerinin yapıldığını” vurguladı.
“Birkaç gün iyi monitörize edeceğiz”
Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Canan Işılay da Baykal’ın durumunun geldiği zamana göre daha iyi olduğunu ifade ederek, “İşlemin oldukça başarılı geçmesi ve hemen gelir gelmez damarın açılması, seyrini olumlu etkileyecektir ama bundan sonra çok yakın takip gerekiyor. Özellikle birkaç gün iyi monitörize edeceğiz ve yakın takipte tutacağız, ondan sonra asıl seyrini göreceğiz.” dedi.
“Akciğerlerine kusmuk kaçmış”
Anestezi Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Oral ise beyin içindeki basınç artışının Baykal’ın kusmasına neden olduğunu belirterek, “Zaten akciğerlerine kusmuk kaçtığı için uyanmış. Öyle bir tabloyla geldi. Akciğerdeki enfeksiyon etkeni de başlangıç düzeyindeki minik bir aspirasyon. O konudaki tedavimiz devam ediyor.” dedi.
Baykal’ın 15 gün önce koroner anjiyografi olduğunu aktaran Oral, “Hiçbir patolojisi yoktu, kalpte de hiçbir patoloji yoktu. Ona da girmiştim ben. Ritm bozukluğu sonrası gözlenen bir pıhtı, damarda tıkanıklık. Erken dönemde kan akımını sağlayacak girişim yapıldı, şimdi klinik olarak daha iyi.” dedi.